Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Aralık 2013 Pazartesi

Yitik...












Bana yalan söylediğine üzülmedim, bundan sonra sana inanamayacağıma üzüldüm...
Nietzsche




Yitik…

Bir yerde,
Hırsızlar, rüşvetçiler,
Ahlaksızlar, namussuzlar,
Yetim hakkı yiyenler
Kol geziyorsa.
Bunları engellemeyenler de,
Bunlara göz yumanlar da,
Bunları akıllarından geçirenler de,
İşbirliği yapanlar da en az onlar gibidirler...
Bunlar,
İnsanların ve
İçinde bulunduğu toplumun geleceğini düşünmezler.
Bunlar,
Hep kan emerler.
Karanlıktırlar…
Bunlar,
Soysuzdurlar… 
Köksüzdürler…
İnkarcıdırlar… 
İftiracıdırlar…
Hırsızdırlar… 
Rantçıdırlar…
Güçlerinin devamı için her şeyi yaparlar.
Bol cepli kefenleri hazırdır.
Bunlar,
Her şeyi halk ve hak adına yaptıklarını,
Halkı düşündüklerini söylerler.
Oysa hepsi yalandır.
Kendileri bile buna inanmaz.
Çünkü hepsi halka karşıdırlar…
Bunlar,
Demokrasi nedir bilmezler.
Demokrasi, sadece kendileri içindir.
Aslında demokrasi düşmanıdırlar…
Bunlar,
Her yere sızmışlardır.
Çıkar ilişkisi, onların yaşam felsefesidir.
Dindar değil, dincidirler…
Bunlar,
Kuralsızlığı kural,
Haysiyetsizliği haysiyet,
Onursuzluğu onur,
Şerefsizliği şeref kabul ederler…
Bunlar var ya bunlar,
Aslında yokturlar;
Ne toplumda,
Ne yüreklerde ve
Ne de yaşadıkları ülkede…
Yitiktirler aslında…



* "BİZ sizleri Türkiye’de tutmak zorunda değiliz” demiş Başbakan… Sen, kimi nereden kovuyorsun? Halkı tehdit etmek bir Başbakan’a yakışıyor mu? Ülke barışını böyle mi sağlayacaksınız?

* ÇEVRE ve Şahircilik Bakanı, “Oğlumun masum olduğuna inanıyorum” demiş… Biz de bir inanabilsek ya…

* BENİM vekilim, beni tehdit edemez, etmemeli… Bu Başvekil de olsa…

* BAŞBAKAN, “Bizim de bildiklerimiz var” demiş… Ne biliyorsan açıkla… Açıklamazsan…

* GAZETECİLERİN Emniyet Müdürlüğü binalarına girişleri yasaklanmış… Böylesi bir yasak, 12 Eylül döneminde bile yoktu… Bu kararla, halkın haber alma özgürlüğü bir kez daha engellenmiştir…

* BAŞBAKAN yine medyaya yüklenmiş… Ne söylersen söyle, ne kadar basını baskı altına almaya kalkarsan kalk, inandırıcı olmuyor… Senin görevin basını susturmak ve baskı altına almak değil, basın özgürlüğünün önünü açmaktır… Demokrasi budur…

* BEN asılım… Elbette ki vekilden hesap soracağım… Bu Başvekil olsa da…

* İSTEDİĞİNİZ yönetmeliği, istediğiniz kanunu değiştirin… Kaçışınız yok… Hesap vereceksiniz bu topluma… Kapı arkası entrikalarla, oyunlarla bu ülkeyi yönetemezsiniz…

* YİNE bir gece yarısı operasyonu ile, Adli Kolluk Yönetmeliği’ni değiştirdiler… Artık en ufak operasyonda bile valiye haber verilecek… Bu acele niye ki? Sırada birileri daha mı vardı da, önlem aldınız?

* NE güzeldi o küçükken oynadığımız oyun: Kutu kutu pense, rüşveti verse… Arkadaşım savcı, arkasını dönse…

* AKP’li gençler, Başbakan’ı kefen giyerek karşılamışlar… Merak ettim. Acaba kefenin cepleri var mıydı? Fotoğraflardan pek anlaşılmıyor da...

* EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan, operasyonla ilgili olarak, “Bu süreçten alnımızın akıyla, milletçe güçlenerek çıkacağımıza inanıyorum." demiş… Alnınızın akıyla çıkar mısınız? bilemem ama, o millet dediğiniz kişiler içinde, beni yok say…

* ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda da işler yolunda mı acaba?

* BUGÜNE kadar her konuda taraf olmadığını söyleyenlerin ve yazanların şimdi, adalet, cumhuriyet, demokrasi, laiklik gibi kavramlara sığınarak taraf olduğunu beyan etmesinin hiçbir anlamı ve değeri yoktur… Onca bedeller ödenirken nerelerdeydiniz?


Şeriatçılar tarafından öldürülen Kubilay'ı
saygıyla anıyoruz...


Halka Karşıdırlar...

Gardiyanları ve yargıçları ve savcıları
hepsi halka karşıdır.
Kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları
hepsi halka karşıdır.
Dergileri, gazeteleri, bütün yayınları
hepsi halka karşıdır.
Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak,
Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini...
Panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları
hepsi halka karşıdır.
Zindanları, tutukevleri, işkenceevleri
hepsi halka karşıdır
Borsaları ve şirketleri ve iktidarları
hepsi halka karşıdır.
Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak,
Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini... 
Cem KARACA











KISSADAN HİSSE...


BİR akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
- Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? Doktor:
- Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız? Adam:
- Ooo ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük…
- Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker… 
Kıssadan hisse: Gerçek akıl, sadece bize sunulan çözümleri seçmek değil, en uygun çözümü bulabilmektir… 















* 35'LİĞİ takip eden, başta Türkiye olmak üzereAmerika, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arnavutluk, Azerbaycan, Belçika, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Cezayir, Çin, Danimarka, Ekvador, Fransa, Finlandiya, Güney Kore, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Hollanda, Hırvatistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsviçre, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Katar, Kazakistan, Kuveyt, Makedonya, Libya, Nijerya, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Portekiz, Polonya, Rusya, Sırbistan, Singapur, Suudi Arabistan, Tayland, Ukrayna, Venezuela, Vietnam ve Yunanistan'da yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz…


Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir, 
paylaşabilirsiniz...




altay@vecdialtay.net








BU SİTE, BASIN ETİK YASASINA, ÇOCUK, KADIN, İNSAN VE 
HAYVAN HAKLARINA UYMAYI TAAHHÜT EDER...

BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARI PAYLAŞABİLİR, 
ALINTI YAPABİLİR VE KULLANABİLİRSİNİZ...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder