Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Ağustos 2014 Pazar

Obsesif Narsist...




Yürütmenin başı, cumhurbaşkanı seçilse dahi, istifa etmeyeceğini ifade ettiği için, geçen yıl yayınladığım yazıyı bir kez daha yayınlıyorum...
Durum budur... 
Ama onun açısından...


Obsesif Narsist…

AKP Genel Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
AKP Genel Başkan Yardımcısı : Recep Tayyip Erdoğan
AKP MYK Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
AKP MKYK Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
AKP MDK Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
AKP DHK Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
AKP Genel Sekreteri : Recep Tayyip Erdoğan
AKP Kadın Kolları Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
AKP Gençlik Kolları Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
AKP TBMM Grup Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Parti Sözcüsü : Recep Tayyip Erdoğan
Meclis Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Meclis Divan Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Kavas : Recep Tayyip Erdoğan


Başbakan : Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan Yardımcısı : Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan Yardımcısı : Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan Yardımcısı : Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan Yardımcısı : Recep Tayyip Erdoğan
Adalet Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı:  Recep Tayyip Erdoğan
Avrupa Birliği Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Çevre ve Şehircilik Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Dışişleri Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Ekonomi Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Gençlik ve Spor Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan 
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Gümrük ve Ticaret Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
İçişleri Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Kalkınma Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Kültür ve Turizm Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Maliye Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Milli Eğitim Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Milli Savunma Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Orman ve Su İşleri Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Sağlık Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı : Recep Tayyip Erdoğan
Cumhuriyet Savcısı : Recep Tayyip Erdoğan
Yargıtay Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Sayıştay Başkanı: Recep Tayyip Erdoğan
Danıştay Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Anayasa Mahkemesi Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
HSYK Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
YSK Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Vali : Recep Tayyip Erdoğan
Kaymakam : Recep Tayip Erdoğan
Muhtar : Recep Tayip Erdoğan
Müsteşar : Recep Tayip Erdoğan
Özel Kalem Müdürü: Recep Tayip Erdoğan
Özel Sekreter : Recep Tayip Erdoğan
Asistan : Recep Tayip Erdoğan
İstanbul Belediye Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Ankara Belediye Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Medya Grup Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
RTÜK Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
AA Genel Müdürü : Recep Tayyip Erdoğan
TRT Genel Müdürü : Recep Tayyip Erdoğan
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü : Recep Tayyip Erdoğan
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü : Recep Tayyip Erdoğan
Spiker : Recep Tayyip Erdoğan
Gazeteci : Recep Tayyip Erdoğan
Köşe Yazarı : Recep Tayyip Erdoğan
Sanatçı : Recep Tayyip Erdoğan
Akil Adam : Recep Tayyip Erdoğan
MİT Müsteşarı : Recep Tayyip Erdoğan
TİB Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Diyanet İşleri Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Genel Kurmay Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Emniyet Genel Müdürü : Recep Tayyip Erdoğan
Polis : Recep Tayyip Erdoğan
Ahlak Polisi : Recep Tayyip Erdoğan
Zabıta : Recep Tayyip Erdoğan
TOKİ Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Özelleştirme İdaresi Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
TÜBİTAK Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
YÖK Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
ÖSYM Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Profesör : Recep Tayyip Erdoğan
Doktor : Recep Tayyip Erdoğan
Rektör : Recep Tayyip Erdoğan
Memur : Recep Tayyip Erdoğan
İşçi : Recep Tayyip Erdoğan
Köylü : Recep Tayyip Erdoğan
THY Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
TCK Genel Müdürü: Recep Tayyip Erdoğan 
TOBB Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Gemi Adamları Derneği Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan
Sansür Kurulu Başkanı : Recep Tayyip Erdoğan 
Bu satırların yazarı : Recep Tayip Erdoğan değil, Vecdi Altay…





* 35'LİĞİ takip eden, başta Türkiye olmak üzere; Afganistan, Amerika, Angola, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arnavutluk, Azerbaycan, Arjantin, Bangladeş, Belçika, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Brezilya, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Ekvador, Endonezya, Fas, Fransa, Filipinler, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Gürcistan, Haiti, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Hong Kong, Irak, İngiltere, İran, İrlanda, İspanya, İsviçre, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Katar, Kazakistan, Kenya, Kosta Rika, Kolombiya, Kuveyt, Makao, Letonya, Libya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Malezya, Mısır, Moldova, Monako,  Nijerya, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Panama, Portekiz, Polonya, Rusya, Senegal, Slovakya, Sırbistan, Singapur, Suudi Arabistan, Tayvan, Tayland, Ukrayna, Venezuela, Vietnam ve Yunanistan'da yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz…

Not : Bu veriler, Blogspot'un kontrol panelinden aktarılmıştır...



Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir, 
paylaşabilirsiniz...
Eğer yorumunuzu yazdığınız halde
gönderemiyorsanız veya teknik arıza çıkıyorsa,
lütfen, altay@vecdialtay.net mail adresine
mail gönderiniz...




altay@vecdialtay.net








BU SİTE, BASIN MESLEK İLKELERİNE, ÇOCUK, KADIN, İNSAN VE 
HAYVAN HAKLARINA UYMAYI TAAHHÜT EDER...

BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARI KAYNAK GÖSTERMEK KOŞULUYLA
PAYLAŞABİLİR, ALINTI YAPABİLİR VE KULLANABİLİRSİNİZ...

15 Temmuz 2014 Salı

Başcumbakan...






Başcumbakan...


Bilin ki,
 “Muhammed Müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye'yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim.” diyen birinden Cumhurbaşkanı olmaz…
Bilin ki,
“Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu ulemanın işidir. Ulema ne diyorsa o olur…” ve 
“Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir…”  ve de 
“Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor. Yahu, bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek!...” diyen birinden Cumhurbaşkanı olmaz…
Bilin ki,
“Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır… Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, yalan koskoca bir yalan… Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim…” ve 
“Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz…” diyen birinden Cumhurbaşkanı olmaz…
Bilin ki,
“Her 10 Kasım'da sap gibi dikilmenin gereği yok. Sen ne mutlu Türküm dersen o da ne mutlu Kürdüm der…” ve 
“Senin oğlun da işsiz kalsın… Sen kimsin ya... Yırtık dondan çıkar gibi çıkma… Babalar gibi satarız… Parayı veren kızımızı da görür…  Şimdi fişleme sırası bizde...”diyen birinden Cumhurbaşkanı olmaz…
Bilin ki,
“BOP eşbaşkanıyım ben…  Kürt kadınlarını kuma yapın… Artistlik yapma lan… Bu millet size mi çalışacak… Askerlik yan gelip yatma yeri değildir… ” ve  
“Oğlumunki gemi değil, gemicik... Bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor…” ve de 
“Benim servetimi araştıranlar şimdi Silivri'de... Ben bu davanın savcısıyım…” diyen birinden Cumhurbaşkanı olmaz…
Bilin ki,
Tüm bunları söyleyen birinden, aslında Cumhurbaşkanı adayı bile olmaz… 
Olursa da, işte ortaya böyle garabet ve gudubet biri çıkar…




* 35'LİĞİ takip eden, başta Türkiye olmak üzere; Afganistan, Amerika, Angola, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arnavutluk, Azerbaycan, Arjantin, Bangladeş, Belçika, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Brezilya, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Ekvador, Endonezya, Fas, Fransa, Filipinler, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Gürcistan, Haiti, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Hong Kong, Irak, İngiltere, İran, İrlanda, İspanya, İsviçre, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Katar, Kazakistan, Kenya, Kosta Rika, Kolombiya, Kuveyt, Makao, Letonya, Libya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Malezya, Mısır, Moldova, Monako,  Nijerya, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Panama, Portekiz, Polonya, Rusya, Senegal, Slovakya, Sırbistan, Singapur, Suudi Arabistan, Tayvan, Tayland, Ukrayna, Venezuela, Vietnam ve Yunanistan'da yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz…

Not : Bu veriler, Blogspot'un kontrol panelinden aktarılmıştır...



Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir, 
paylaşabilirsiniz...
Eğer yorumunuzu yazdığınız halde
gönderemiyorsanız veya teknik arıza çıkıyorsa,
lütfen, altay@vecdialtay.net mail adresine
mail gönderiniz...




altay@vecdialtay.net








BU SİTE, BASIN MESLEK İLKELERİNE, ÇOCUK, KADIN, İNSAN VE 
HAYVAN HAKLARINA UYMAYI TAAHHÜT EDER...

BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARI KAYNAK GÖSTERMEK KOŞULUYLA
PAYLAŞABİLİR, ALINTI YAPABİLİR VE KULLANABİLİRSİNİZ...

20 Haziran 2014 Cuma

Peri Tinki Sözünü Tuttu...





Peri Tinki Sözünü Tuttu…

20 Mart 2014 tarihinde yazdığımız,
“Balyoz’un ezemediği yürekler” başlıklı yazımızda,
Balyoz Davası tutsaklarından
Deniz Kurmay Albay Mehmet Can Dalkanat’ın yüreği güzel kızı
Zeynep’in yazdığı,” Büyüyüp Küçülen Kız” başlıklı
Resimlendirilmiş öyküsünü yayınlamıştık.
Zeynep bu öyküsünde, adını Tinki koyduğu
Peri ile arasında geçen ilişkisini anlatmış ve periden
Son isteğini yerine getirmesini istemişti.
Biz de yazımızın giriş bölümünde şöyle demiştik:
"Ve bakalım, Zeynep’in periden “son isteği” gerçekleşecek mi?"
Şimdi bu öyküyü yeniden okuyalım ve sonra da yazımızı sonlandıralım:


Büyüyüp küçülen kız...

Zeynep DALKANAT
Deniz Kurmay Albay 
Mehmet Cenk Dalkanat'ın kızı


Bir varmış bir yokmuş.
Bir kız çocuğu varmış adı Zeynep imiş. Zeynep’in babası yanında değilmiş.
Zeynep babası yanında olmadığı için çok üzülüyormuş.
O akşam, yine, babasını düşününce çok üzülmüş.
Aniden yanına minik bir peri gelmiş.
- Merhaba, demiş.
Zeynep çok şaşırmış adını sormuş, Tinki imiş.
Peri demiş ki:
- Seninle bir anlaşma yapmaya, geldim.
Zeynep:
- Ne, demiş.
Peri:
- Babanla ilgili.
Zeynep:
- Peki, demiş.
Peri:
- Anneni burada bırakıp babana gideceksin, demiş.
Zeynep hemen:
- Evet, demiş.


Uyanınca kendini babasının cebinde bulmuş. Bağırmış… bağırmış… babası duymamış.
Daha sonra, babası  uyanmış ve Zeynep’i görünce çok şaşırmış. Zeynep’in küçük halini görüyormuş.
- Zeynep, diye bağırmış. Zeynep büyümüş ve “merhaba baba”, demiş.
Sıkı… sıkı… sarılmışlar.
Babası,” nasıl yaptın bunu” demiş. Zeynep de demiş ki, “uzun hikaye…”
Babası ile beraber kahvaltı yapmışlar. Daha sonra, Siyah İnci( Ceza evinde yaşayan siyah renkli ufak bir kedi, her dişinde Zeynep onu seviyor, yiyecek veriyor…) gelmiş. Zeynep’i görmüş, beraber oynamışlar, birbirlerini kovalamışlar… 



Daha sonra, cezaevinde yaşayan köpeklere bakmaya gitmişler. Bir bakmış, anne köpeğin yanında yeni doğmuş yavrular…
- YAVRU KÖPEK!!!!diye haykırmış.


Çok şirinlerdi. Onları sevmiş. Köpek yavrularını severken; aniden bir askerin geldiğini gören Zeynep, hemen küçülmüş ve babasının cebine girmiş. Asker gittikten sonra, babasının cebinden dışarı çıkmış, etrafı kontrol etmiş ve sonra büyümüş ve öylece günü babasıyla beraber geçirmişler…
O gün çok güzel geçmişti ki aniden o peri gelmiş ve onunla konuşmaya başlamış… 



Zeynep:
- Senden son dileğim; annem ve babam aynı yerde olsun.
Peri:
- Eğer ben senin bu dileğini yaparsam, o zaman, ama, bir daha senin başka dileğin gerçek olmayacak, demiş.
Zeynep hemen kabul etmiş.


Zeynep sabah uyandığında ikisini (anne ve babasını) de yatarken görmüş.
Sonra hep mutlu ve mesut yaşamışlar…

SON SÖZ:
Sevgili arkadaşım  Zeynep. Sen yazmaya devam et. Sana 35LİK her zaman açıktır. 
Sana söz veriyorum. Yazıp gönderdiğin her mektubu, her masalı burada yayınlayacağım. 
Ve bir şeyi de hiç unutma: 
Sen, Mustafa Kemal’in askeri olan bir babanın kızısın ve bu ülkenin geleceğinin güvencesisin. Dedenle, babanla, annenle, ailenle her zaman onur duy ve yaşa… 
Zulmün önünde başını, dimdik tutmaya devam et…
Sana ve senin gibi babalarını görmeye giden, hüzünü, acıyı koskoca yüreğinde yaşayan tüm arkadaşlarına, Nazım Hikmet’in şiiri ile sesleniyorum:
“Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler göreceğiz... 
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar, ışıklı maviliklere süreceğiz...”
İnan Zeynep inan...
Hem de hep beraber göreceğiz güneşli, aydınlık günleri, yarınları...

***

Evet,
Aradan tam 3 ay geçti.
Peri Tinki, Zeynep’in isteğini yerine getirdi.
Sadece Zeynep’in değil,
Babasının silah arkadaşlarının çocuklarının da isteğini yerine getirdi…
Zeynep babasına kavuştu...  
Gördün mü Zeynep,
Bir şeyi gönülden ve gerçekten isteyince ve de inanınca, demek ki oluyormuş…
Şimdi babana sıkı sıkı sarıl…
Artık baban yanında ve seni hiç bırakmayacak… 
Parklar, doğa, dağlar, kırlar, özgürlük sizi bekliyor…
Artık, güneşli günler göreceksiniz birlikte...
Motorları maviliklere, ışıklı maviliklere süreceksiniz artık...


Bu konularla ilgili diğer yazıları okumak için tıklayın.


http://vecdialtay.blogspot.com.tr/2014/05/ne-kadar-onurlu-kaldgmz-onemli.html








* 35'LİĞİ takip eden, başta Türkiye olmak üzere; Afganistan, Amerika, Angola, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arnavutluk, Azerbaycan, Arjantin, Belçika, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Brezilya, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Ekvador, Endonezya, Fas, Fransa, Filipinler, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Gürcistan, Haiti, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Hong Kong, Irak, İngiltere, İran, İrlanda, İspanya, İsviçre, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Katar, Kazakistan, Kenya, Kosta Rika, Kolombiya, Kuveyt, Makao, Letonya, Libya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Malezya, Mısır, Moldova, Monako,  Nijerya, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Panama, Portekiz, Polonya, Rusya, Senegal, Slovakya, Sırbistan, Singapur, Suudi Arabistan, Tayvan, Tayland, Ukrayna, Venezuela, Vietnam ve Yunanistan'da yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz…

Not : Bu veriler, Blogspot'un kontrol panelinden aktarılmıştır...



Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir, 
paylaşabilirsiniz...
Eğer yorumunuzu yazdığınız halde
gönderemiyorsanız veya teknik arıza çıkıyorsa,
lütfen, altay@vecdialtay.net mail adresine
mail gönderiniz...




altay@vecdialtay.net








BU SİTE, BASIN MESLEK İLKELERİNE, ÇOCUK, KADIN, İNSAN VE 
HAYVAN HAKLARINA UYMAYI TAAHHÜT EDER...

BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARI KAYNAK GÖSTERMEK KOŞULUYLA
PAYLAŞABİLİR, ALINTI YAPABİLİR VE KULLANABİLİRSİNİZ...

15 Haziran 2014 Pazar

Asrın Kumpası





Asrın Kumpası

Her zaman yazarım ve söylerim:
Adı ister Balyoz, ister Ergenekon, ister Poyrazköy olsun...
Bu davaların hiçbirinin hukuksal bir değeri ve anlamı olmadığı gibi,
Vicdanlarda da karşılığı yoktur...
Ortaya atılan hiçbir delil, hiçbir iddia gerçekleri yansıtmamaktadır.
Yıllardır kendi ülkelerinde esir ve tutsak edilen askerlerimizin,
Özgürlüklerine kavuşacağı günleri ile
Paralelcilerle işbirliği yapanların sonları da çok yakındır...
Siz de yakından bilirsiniz ki,
Tutsak edilen askerlerin eşleri, çocukları, aileleri
Yıllardır usanmadan, bıkmadan mücadeleye devam ediyorlar.
Benim de zaman zaman gittiğim ve izlenimlerimi buradan paylaştığım
Sessiz Çığlık eylemlerinin yanında,
Yurtdışında da bu davalarla ilgili toplantılar yapılıyor ve
Kamuoyu, basın bilgilendiriliyor.
İşte bunlardan biri, geçtiğimiz günlerde ABD’de yapıldı.
Önceki gün, ABD’deki bu organizasyon gerçekleştiren
Sevtap Schreffler’den daha ayrıntılı bilgiler istedim.
Kendisi, arkadaşlarıyla da bir araya gelerek bir metin hazırlamışlar.
Kendilerine teşekkür ederken, sizlere bu metni sunuyorum...
Yapılacak olan şey belli:
Yılmak yok, yola devam...

BALYOZ DAVASI ABD’DE TARTIŞILDI

Semineri düzenleyenler...


Washington DC’de bulunan Türk Politikaları Merkezi (Turkish Policy Center) 9 Haziran, 2014 günü, ABD’nin başkenti Washington’da Kongre üyelerinin ofislerinin de bulunduğu Cannon Ofis binasında son derece önemli bir konuya ev sahipliği yaptı. 
Toplantının konuşmacıları Harvard Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Pınar Doğan ve ABD’nin önde gelen Dijital Suç Analiz kuruluşlarından biri olan Arsenal Consulting şirketinin başkanı ve Dijital Adli Analiz uzmanı Mark Spencer di. 
Turkish Policy Center (TPC) tarafından düzenlenen “Dijital Adli Analiz ve Türkiye’de Adalet: Balyoz Davası” (“Digital Forensics & Justice in Turkey: The Sledgehammer Case”) konulu toplantı aralarında ABD Temsilciler Meclisi görevlilerinin de olduğu kalabalık bir dinleyici grubu tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.


Pınar Doğan’ın Konuşmasının Ana Noktaları:
Balyoz davasında 18 yıla mahkum edilen General Çetin Doğan’ın kızı,  Dr. Pınar Doğan, Balyoz davasının başladığı günden bugüne kadar gelinen sürecitüm açıklığı ile paylaştı. Davanın savcı ve hakimlerinin sadece dijital delilleri  göz önünde bulundurarak iddianame hazırladıklarını ve uzun bir zaman sürecinde sanık avukatları aracılığı ile yapilan hiç bir itirazın kabul edilmediğini belirtti. Yaklaşık 1,5 yıl süren uğraştan sonra mahkemeden iddianamede yer alan belgeleri alabildiklerini; söz konusu CD’lerde ve yazılı belgelerde bulunan tutarsızlıkları fark edince ciddi bir araştırma başlattıklarını söyledi. 
Öncelikle iddia makamının sunduğu sözde delillerde, örneğin görevli bir komutanın Ankara’da darbe
Pınar DOĞAN
planı yapılan bir toplantıya katıldığını fakat söz konusu komutanın o tarihlerde İtalya’da görevli olduğunu defalarca ispatladığı halde hakimlerin bu bilgileri reddettiğini belirtti.
Pınar Doğan, Balyoz sürecinde görevli savcı ve hakimlerin arasında tek bir kişinin bile baştan aşağı tutarsızlık ve sahtelik dolu iddianameye itiraz etmediğini, eğer etmiş olsalardı bu davanın anında düşmesi gerektiğini, dolayısı ile adalet görevlilerinin tamamen iktidarın istediği bir biçimde hareket ettiğini ve adalet makamının hiç bir güvenilirliği olmadığını verdiği sayısız örneklerle izleyicilere aktardı. Geçmişte Zaman gazetesinde yazılanlardan örnekler vererek darbe planlarını gerçekmiş gibi gösteren asılsız haberlerin medyada yer alması Türkiye’yi yöneten bir grubun planlarının bir parçası olduğunu ve bu süreçte bazı polis yetkililerinin ve iktidar tarafından seçilmiş yargı üyelerinin bu plana ortak olduklarının çok açık olduğunu belirtti. Ayrıca, CD’leri düzenleyen kişilerin bu süreçte bir çok hatalar yaptığını ve bu hatalar sonucunda da Balyoz davasının çürütülmesinde önemli bir rol oynadıklarını söyledi. İkinci konuşmacı, ABD’nin önde gelen Dijital Suç Analiz kuruluşlarından biri olan Arsenal Consulting şirketinin başkanı ve Dijital Adli Analiz uzmanı Mark Spencer,  Balyoz CD’lerinin sahteliğini en ufak bir şüphe olmaksızın nasıl kanıtladıklarını teknik detayları ile sundu. Dijital Adli Analiz Uzmanı Mark Spencer bu kadar geniş kapsamlı bir sahteciliğe ilk kez rastladıklarını ve ilk başlarda inanmakta güçlük çektiklerini, CD’leri incelemeye başladıkları süreçte birbiri ardından 
ortaya çıkan bulgularla olayın çok açık bir düzmece olduğunu ispatlayabildiklerini söyledi.

 Mark Spencer’in konuşmasından ana başlıklar:
* Bilindiği üzere Windows işletme sistemi gerçekleşen her operasyon için yükselen numara sırası ile LSN (Log Sequence Number) veri tabanını güncelleştirir. 
Buna göre (tekrar kullanılmadığı takdirde) LSN numaraları bilgisayar saatinden bağımsız olarak bilgisayarda gerçekleşen operasonların sırasını tesciller.  Arsenal  firması Windows İşletim Sisteminin kullandığı LSN numaralarından yararlanarak CD’lerdeki dosya tarihlerinin iddia edildiği tarih ve sıralamada olamayacağını teknik olarak ispat etmiştir.
* Arsenal firması 11 ve 17 numaralı CD’lerde bulunan 76 dokumanda sahtecilik yapıldığını ve bu belgelere ilişkin tarih ve saatlerin de sahte olduğunu belirlemiştir.
*  Arsenal firması tekrarlanmayan LSN numaralarından yola çıkarak tarih tutarsızlıkları hakkında çarpıcı örnekler vermistir. Örneğin:
1. Hard Disk #5’te LSN dosya yaratılış numarası 4264, tarihi 15 Temmuz, 2009.
2. Hard Disk #5’in yaratılış LSN numarası 4265, yaratılış tarihi 8 Nisan 2004.
3. Bu haliyle (zaman makinası icat edilmediğine göre) büyük bir çelişkidir.
*Arsenal firması 11 ve 17 numaralı CD’lerde yer alan 67 dokumanda “Calibri” fontunun kullanıldığını veya bu dokumanların kullanıcıların normalde görmediği kısımlarında “Calibri” fontuna referans olduğunu tespit etmiştir. Microsoft ofis programının içinde “Calibri” fontu içeren ilk versiyonu 2006 yılı ortalarında piyasaya sürülmüştür. İddianame bu dosyaların en son 2002 ve 2003 tarihlerinde kayıt edilmiş olduğunu belirtiyor. O tarihlerde “Calibri “fontu olmadığından bu dosyaların 2006’dan sonra oluşturulduğu kesindir ve dolayısıyla sözü geçen belgelerin gerçek olma olasılıkları yoktur.
* Arsenal çok kapsamlı bir analiz sonucu 11, 16 ve 17 numaralı CD’lerde bulunan 337 Microsoft Office dokumanında Compressed XML (Extensible Markup Language) bilgisayar kodunun referansını tespit etmiş, ve 11 ve 17 numaralı CD’lerdeki 9 adet Power Point dokumanında da Compressed XML olduğunu belirlemiştir. Bu bilgisayar kodu 2003 senesinde henüz kullanımda olmadığı için, bu belgelerin iddia edildiği gibi 2002 ya da 2003’te hazırlanmış olmaları mümkün değildir.
Mark Spencer

* Arsenal firması dosyalarda kullanıcıların normalde göremeyeceği fakat Windows sisteminin kullandığı kısımlarını analiz edince, ZIP dosyalarında 6274 adet Compressed XML şemasının 2006 yılında tamamlanmış olduğunu belirledi. Bu şemalar ilk olarak Office 2007 programında yer almaktadır. Dolayısı ile 2002-03 tarihlerinde kullanılmış olmaları imkansızdır.
* Arsenal Consulting firması Balyoz (ve diğer davalar hakkında) raporunu yayınlamadan önce raporu önde gelen başka dijital kriminal uzman firmalarına da teyit ettirmiştir.
* Arsenal firması Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) davasındaki bilgisayar dosyalarını da detaylı bir şekilde analiz etmiştir. Bu analizin sonuçları dijital suç analiz konusun önde gelen dergilerinden Digital Forensics Magazine’in Şubat 2014 sayısında “Beyond Timelines - Anchors in Relative Time“ başlıklı makalesinde yayınlanmıştır. 
Balyoz davasındaki dosyalara çok benzer bir şekilde sayısız tarih ve zaman tutarsızlıkları teknik olarak ispat edilmiştir. 
* ÇYDD davasının ana delili derneğin Kadıköy’de bulunan ofisindeki bilgisayarından çıkarılan hard disk’tir. Bilgisayarın bu hard disk ile en son kullanım kaydı 10 Nisan, 2009 Cuma olup, polis tarafından el konulma tarihi ise 13 Nisan, 2009 Pazartesi’dir.
* İddianemede hard disk’in dijital imajının 15 Mart, 2009 olduğu gözükmektedir. Yani bilgisayar’a el konulmadan 25 gün önce!
* Arsenal firması analizinde Windows sisteminin NTSF $LogFile veri tabanından yararlanmıştır. NTSF $LogFile sistemi (daha evvel ismi geçen LSN veri tabanına benzer olarak)  Windows sisteminde gerçekleşen işlemleri sırasıyla numaralayıp veri tabanına kaydeder. Bu numaralar tekrarlanmaz ve bilgisayar’ın saat/tarihinden bağımsız olarak artan bir şekilde devam eder. Bu numaralar da işlemlerin hangi sıra ile gerçekleştiğini tescil eder.
* NTSF $LogFile veri tabanından yararlanarak Arsenal Consulting firması son derece çarpıcı düzmeceleri ortaya çıkarmıştır. En önemli bulgular:
1. Sözü geçen hard disk’in Kadıköy’de el konulduktan sonra başka bir bilgisayar’a bağlandığını ve ondan sonra hard disk üzerinde tam 74.408 operasyon (!) gerçekleştiği ispatlamıştır.
2. İddianamede kaydı geçen TÜM dosyaların hard disk’e polis tarafından el konulduktan sonra kaydedildiği ispat edilmiştir.
3. Hard disk ÇYDD bilgisayarına bağlı iken o bilgisayardakı TEK hard disk olduğu Windows kayıtlarında (Registry) tescillenmiştir. Durum böyle olmasına rağmen, polis bilgisayara el koyduktan sonra hard disk üzerinde gerçekleşen işlemlerin (ÇYDD hard diski hariç) bilgisayara 6 tane daha hard disk ile beraber bağlı olduğu sabitlenmiştir. Yani polis el koyduktan sonra gerçekleşen 74.408 bilgisayar operasyonu aynı anda 6 tane daha hard disk bağlantılı bir bilgisayarda gerçekleşmiş, ve iddianamede suç delili olarak gösterilen tüm dosyalar bu ortamda ÇYDD hard diskine el konulduktansonra yüklenmiştir.
Not: 
Söz konusu Balyoz CD’lerde neler var?
Balyoz davasının en çarpıcı iddiaları arasında hükümete karşı darbe planı, camilerin bombalanması, bir Türk savaş uçağının düşman bir devlet tarafından düşürülmüş süsü verilerek tezgahlanacağı ve ülkede huzursuzluk ortamı yaratacak karışıklıklar çıkartmak gibi pek çok düzmece iddialar bulunuyor..."


BİLGİ 1:
Bu davalarla ilgili olarak, bana gerek telefonla ulaşan ve gerekse bilgi belge göndererek katkı koyan tüm asker ailelerine, yakınlarına teşekkür ediyorum... 
Yazılarda adı geçen komutanların hiç birini tanımıyorum... 
Hiç biriyle yakınlığım veya arkadaşlığım yok... 
Ben sadece mesleki, toplumsal ve bireysel sorumluluklarımı yerine getiriyorum... 
Bilinmesini isterim ki, bu davaların sürekli gündemde kalması adına, tarafıma gönderilen tüm mektupları, ailelerin yazılarını mutlaka yayınlayacağım...

BİLGİ 2:
Bu konularla ilgili diğer yazıları okumak için tıklayın.

http://vecdialtay.blogspot.com.tr/2014/05/ne-kadar-onurlu-kaldgmz-onemli.html








* 35'LİĞİ takip eden, başta Türkiye olmak üzere; Afganistan, Amerika, Angola, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arnavutluk, Azerbaycan, Arjantin, Belçika, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Brezilya, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Ekvador, Endonezya, Fas, Fransa, Filipinler, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Gürcistan, Haiti, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsviçre, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Katar, Kazakistan, Kenya, Kosta Rika, Kolombiya, Kuveyt, Makedonya, Malta, Malezya, Mısır, Moldova, Monako, Libya, Litvanya, Lübnan, Nijerya, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Panama, Portekiz, Polonya, Rusya, Senegal, Slovakya, Sırbistan, Singapur, Suudi Arabistan, Tayvan, Tayland, Ukrayna, Venezuela, Vietnam ve Yunanistan'da yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz…

Not : Bu veriler, Blogspot'un kontrol panelinden aktarılmıştır...



Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir, 
paylaşabilirsiniz...
Eğer yorumunuzu yazdığınız halde
gönderemiyorsanız veya teknik arıza çıkıyorsa,
lütfen, altay@vecdialtay.net mail adresine
mail gönderiniz...




altay@vecdialtay.net








BU SİTE, BASIN MESLEK İLKELERİNE, ÇOCUK, KADIN, İNSAN VE 
HAYVAN HAKLARINA UYMAYI TAAHHÜT EDER...

BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARI KAYNAK GÖSTERMEK KOŞULUYLA
PAYLAŞABİLİR, ALINTI YAPABİLİR VE KULLANABİLİRSİNİZ...