Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

5 Aralık 2013 Perşembe

Sen Kimsin?










Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir! Allah'ın emrettiği şey erkek ve kadın müslümanların ilim ve irfan edinmeleridir... Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak mecburiyetindedir… 
Mustafa Kemal ATATÜRK






Sen kimsin?

USTA,
Artık hiç fazla uğraşma ve
Hiç fazla tüketme kendini…
Son kullanma tarihin bitti…
Ne yaparsan yap,
Ne kadar gündem değiştirmeye çalışırsan çalış,
Artık kimse sana inanmıyor, güvenmiyor…
Kimler mi?
Memurlar, işçiler, köylüler, analar, babalar, öğrenciler, öğretmenler,
Askerler, polisler, işadamları, esnaflar, çıraklar ve ustalar…
Usta,
Özgürlük, demokrasi, insan hakları,
Adalet, hukuk, basın özgürlüğü gibi kavramları,
En soğuk havalarda bile balkondan söyleyerek
Yıllardır insanları etkilemeye çalıştın ama,
Artık sen de biliyorsun ki, anlayışın bu değil.
Kafanın arkasında hala başka şeyler var…
Usta,
Artık ne yazık ki  itibarsız ve
Halkta karşılığı olmayan bir noktadasın.
Bırak içeriyi, dışarıda bile zerre kadar
İtibarının kalmadığını üzülerek görüyoruz.
Kavga etmediğin ülke kalmadı…
Usta,
Her salı günü yaptığın toplantıda söylediklerine
Kendi yandaşların bile artık inanmıyor.
O kadar çok bağırıyorsun ki, sanki haklısın...
Bağırarak sindirmeye, korkutmaya çalışıyorsun insanları.
Ama inan, artık yemiyorlar…
Usta,
Artık kabul et.
Sen de tükenmişlik sendromuna yakalandın.
Hala, durmak yok yola devam diyorsun ama,
Yol bitti farkında değilsin…
Çıkmaz sokaktasın…
Fena yakalandın…
Kısacası usta, sen şimdi işi gücü bırak,
Bir zamanlar yandaşın olan,
Senin saygı duyduğun, bizim için itibarsız bir gazetecinin söylediği,
“Beynini yıkamışlar…” iddiasını çürütmek için
“Olmayana Ergi Yöntemi”ne çalışmaya başla…
Ama sen şimdi, “ Sağı mı solu mu söyledi.
Acaba başarır mıyım?” diye sorarsın.
Ben de sana, “ Bilemem, fakat hiç umut yok” derim…
Bil ki, ispatlasan bile,
O inancı silemeyeceksin insanlardan…
İşte o inançtır zaten sana olan tepki…
Ve yine, ola ki ispatlasan bile, 
Günü gelince bu halk sana umarız,  
“Sen kimsin ulan?”demez... 








Fenerbahçe-Fethiyespor maçında, Fethiyeli futbolcular
YÜCE ATATÜRK Tshirt'ü ile sahaya çıktı.
Eee, Atatürk boşuna söylememiş;
"Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" diye...

Sizin gibi sporculara helal olsun...






* BUGÜN, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 79. Yılı… Bu hakkı kendilerine veren Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha saygıyla anarken, kadınlarımıza da önerimiz var: Lütfen, sokak sokak, ev ev dolaşarak insanlara, bu iktidarın cumhuriyet, laiklik ve demokrasi karşıtı eylemlerini anlatınız ve yaklaşan seçimlerde oy kullanmaya ikna ediniz. Atatürk’e vefa borcunuzu ancak böyle ödersiniz...

* ENİŞTE ve bacanakların yolsuzlukları diz boyu… Durun, bu daha buz dağının görünen kısmı… Yakında neler çıkacak neler... Hep birlikte göreceğiz...

* ANAYASA Mahkemesi, Mustafa Balbay’ın itirazını değerlendirdi ve 5 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Yani yine tahliye yok. Özgürlük, halkın iradesi hala tutuklu…  Bugün itibariyle yaklaşık 1730 gündür tutuklu bulunan Balbay’ın, bir günlük hak ihlalinin bedeli, demek ki sadece 2 lira 89 kuruş… Peki, 1730 gündür Balbay'ın kaybettiklerinin hesabını kimler verecek? İşte bu ülkede insana verilen değer… 

* AKP kurucularından Kemalettin Göktaş, Sağlık Bakanı’nı fena halde azarlamış, fırçalamış ve şöyle demiş: “Kabahat sende değil, seni bakan yapanda…” Gerçekler ne güzel, yavaş yavaş olsa da su üstüne çıkıyor…

* DOĞU ve Güneydoğu’dan gelen haberler çok can sıkıcı… Belediye Başkanlığı’nı kazanma uğruna yapılan ittifaklar oldukça tehlikeli… Birbirine kırdırılmak istenen, Türkiye’de yaşayan halk…  

* EĞER adaylıktan çekilmediyse, Başbakan kürsüye çıkıp onun için şöyle diyecek: “ Yozgat adayımız Satılmış Erdoğan’dır…” Valla işi çok zor başbakanın…

* HABERLER şöyle: “Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Osman Nuri Gülaçar’ın El Kaide üyesi olduğu iddiasıyla iki ay hapis yattığı ortaya çıktı… AKP’nin Samsun Büyükşehir Belediye Başkan adayının ağır cezada 5 yıl yargılandığı belirlendi…” Adaylara bak adaylara… Seçmece bunlar… 

* YSK,Belediye Başkanlığı’na aday olan bakanların istifa etme zorunluluğu olmadığı yönünde karar almıştı. Ortalık ayağa kalktı. Çünkü karar yanlıştı. Demokrasiye yakışmıyordu. Bunun üzerine iktidar, bakanların istifa edeceğini açıkladı. Doğru olan buydu ama, “Bakın biz bu karara rağmen istifa ediyoruz” denilerek, bunun bir fedakarlık gibi yansıtılması hiç ahlaklı değildir, halkı kandırmaktır…  

* AKŞAMIN karanlığında, elinde tırmıkla parkta kurumuş yaprakları toplayan adama “- Bu saatte bunlar toplanır mı, sen parkın bekçisi misin?...” diye sordum. Adam, “ - Hayır abi bekçi değilim” dedi. “- Peki ne yapacaksın bunları?” diye sorduğumda verdiği yanıt şöyleydi: “- Abi odun kömür alacak para yok. Bunlar sobada yanana kadar ev biraz olsun ısınıyor. Üç çocuk, hanım, ben. Para yetmiyor…” Bu satırlar bir hikayeden alıntı değil. Yaşamdan… Okusun bunu üç çocuk isteyenler, refahımız arttı diyenler. Görün ülkeyi, vatandaşı ne hale getirdiniz…

* O hakim ve savcı mahkeme salonunda uyumuyor… O hakim ve savcı, bu iktidarın yarattığı adalet sistemine uyuyor…

* FATİH Hayali, AKP’den İzmir Tire Belediye Başkan aday adayı olmuş… Hayali bile güzel…

* MGK belgeleri ortaya çıkınca, dönemin bakanları hemen savunmaya geçti. Neredeyse, “Benim çişim vardı. Ben o anda tuvaletteydim” diyecekler… Hiç kıvırtmayın. “Hepiniz oradaydınız ulan…”

* DERSHANE sorununun iki yıl ertelenmesi, yaklaşan yerel seçimlere yatırımdan başka bir şey değildir… Kimi kandırıyorsunuz siz?










Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde
 ameliyata götürülen hastaların taşınma yöntemi...
Hastayı mal gibi görenlere ve 

sağlıkta çağ atlandığını söyleyenlere...








Türk’ün sabrı…

Doğu’da Çin kaynakları Türk der,
Batı’da Avrupalılar Türk der,
Orta Asya’da kaynaklar, Türk der
Ortadoğu’da Arap kaynakları, Türk der,
Anadolu’da Bizans kaynakları, Türk der,
Anadolu’da arkeolojik kaynaklar, 10 bin yıldır Türk der.
Anadolu’da Selçuklu Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde halk Türkçe konuşur.
Türk dili, dünya diller ailesinde ön sıralardadır.
Dünya bugün bu coğrafyada yaşayanlara Türk diyor.
Ama şimdi Anadolu’da yaşayan bazıları, Türk yok diyor.
Peki ama neden?
Bu gerçeğe rağmen;
Neden bazıları; ısrarla Türklüğü reddediyor?
Neden bazıları; Türklüğe hakaret ediyor?
Neden bazıları; Türk Milleti yoktur diyor?
Neden bazıları; Yüzde seksenyedilik Türkleri, azınlık etnik gruplar gibi görüyor?
Dünya insanlık ailesinde her toplum, her birey; kendi milli kimliği ile anılır, tanınır.
İngiliz, Fransız, Alman, Rus, Japon, Arap kimliği ile yaşarken; Türkiye’de bazıları, Türk kimliğini reddederken, hangi ruh haliyle bunu ifade ediyor?
Dünya’da her toplantıda, her yarışmada, Türkiye ile ilgili her haberde; Türk siyasetçileri, Türk bilim adamı, Türk sporcu, Türk gazeteci tanımı ile Türkler deyimi kullanılır.
Türkiye’de yaşayan Türkçe konuşan bu insanların kökü, kökeni, cinsi, cibilliyeti nedir? Kuşkusuz Türk olmadığını söyleyenler, belli bir amaçla bunu ifade eder.
Başka halktan olan bunu söyler.
Kökenini bilmeyen bunu söyler.
Babası belli olmayanlar bunu söyler.
Herkes kendini bir kimlikte görebilir, bu doğaldır.
Türklük; bir sentez değil, tarihin her devrinde var olan bir milletin adıdır.
Türk dili, Türk kültürü, Türk medeniyeti; dünyanın her coğrafyasında kalıcı eseri ile yaşıyor.
Türk’e, Türklüğe, Türk milletine dil uzatanlar; hezeyan içindedir.
Türklüğe dil uzatmak; kimlik, köken sorunu yaşayanların, hastalıklı yaklaşımıdır.
Türk Milleti’ne dil uzatanların beyanları; zavallıların çığırtkanlığıdır.
Türklerin en belirgin özellikleri; hoşgörüsü, sabrı, dayanıklılığı, mazlum milletlere sahip çıkması, hamilik yapmasıdır. Amerika kıtası hariç her coğrafyada devlet kurmuş yönetmiştir.
Bu nedenlerden dolayı da; bu mazlum rolünü çok iyi oynayan milletlerin tuzakları, Türkleri tarih boyu sabırlı olmayı, metanetli olmayı acı bir şekilde öğretmiştir.
Gittiği her yere; düzen ve nizam götürmüş, adalet üzere hüküm vermiş, adaletle hüküm sürmüştür.
Dış ve iç güçler; Türk’ün elindeki, yüreğindeki hasletleri yok edebilmek için oyun üzerine oyun oyun, tezgah üzerine tezgah kurdular, uyguladılar, uyguluyorlar.
Türk devletini kuran halka Türk Milleti denir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti egemenlik alanında yaşayan herkes, Türk Milleti’nin şerefli mensubudur.
Türk’ün Sabrını Zorlamayın.
Türk’ün sabrının zorlanması halinde nelerin olduğu ise tarihi gerçeklerdir.
Günün Sözü: algı sorunu yaşayanların kimlik sorunu yaşaması kaçınılmazdır.
Nurullah Aydın’a teşekkürler…


Ayşe Yılmaz'a teşekkürler...


Nasıl bir Karşıyaka istiyorum…

BİRLEŞMİŞ Milletler, UNESCO ve ülkemin özel günlerinin sadece anıldığı değil, yaşandığı, yaşatıldığı, yaşam biçimi olan bir Karşıyaka istiyorum…
Zübeyde hanımın sadece anneler gününde değil, Ata’mın anasını bize emanet ettiğinin bilincinde olan bir Karşıyaka istiyorum…
Sporcusunun sadece ahlaklısının değil, formasına, ayyıldızı Ata’sının taktığının farkında olan bir Karşıyaka istiyorum…
Bayramların camilerde ve bayram yerlerinde bayram gibi kutlandığı,
Yerli malı haftasının sloganla değil, mahalle bakkalından alışverişle yaşatıldığı,
Sadece toplu ulaşım araçlarında değil, trafikte de bayanlara öncelik verildiği,
Dil Bayramı’na özgü konuşmaların tabelalara, lokanta, bakkal, berber olarak yansıdığı,
3 Aralık Uluslar arası Engelliler Günü’nün, 365 gün 3 Aralık olduğu,
Sadece mekana değil, makama erişimin olduğu,
Şapka Devrimi’nin festivale dönüştüğü,
Sevgililer Günü’nde değil, hergün erkeklerin elinde bir tane veya bir demek çiçekle evinin yolunu tutmuşken, hanımların telaşla saçını taradığı,
Trafik keşmekeşinin yaşanmadığı, park sorunu olmayan yemyeşil, “Günaydın, iyi akşamlar, lütfen, teşekkür ederim” sözlerinin dillerden düşmediği,
Kuralların yasaklar değil, yaşamı kolaylaştıran kavramlar dolduğu, Özel günlere anlam katma çabasında olmadan, yaşamın kendisinin özel olduğu bir Karşıyaka istiyorum…
Nejat Şardağı’na teşekkürler…















* 35'LİĞİ takip eden, başta Türkiye olmak üzereAmerika, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arnavutluk, Azerbaycan, Belçika, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek,Cezayir, Danimarka, Ekvador, Fransa, Finlandiya, Güney Kore, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Hollanda, Hırvatistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsviçre, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Makedonya, Kazakistan, Libya, Nijerya, Norveç, Özbekistan, Portekiz, Polonya, Rusya, Sırbistan, Singapur, Suudi Arabistan, Tayland, Ukrayna, Venezuela, Vietnam ve Yunanistan'da yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz…


Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir, 
paylaşabilirsiniz...




altay@vecdialtay.net








BU SİTE, BASIN ETİK YASASINA, ÇOCUK, KADIN, İNSAN VE 
HAYVAN HAKLARINA UYMAYI TAAHHÜT EDER...

BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARI PAYLAŞABİLİR, 
ALINTI YAPABİLİR VE KULLANABİLİRSİNİZ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder