Günün sözü:
Özgürlük ve demokrasi kelimelerini sürekli duyduğunuzda
şüphe edin...
Gerçekten özgür ülkelerde, kimse size sürekli özgür olduğunuzu
vurgulamaz…
Jacque Fresco
TOKİ’nin büyük oyunu…
İZMİR’in Karşıyaka ilçesinde imar ve arsaların satışları konusunda yaşanan
oyun, insanları hayrete düşürüyor... TOKİ’nin, bırakın taahhütlerini yerine
getirmesini, belediyeye devretmesi gerekenleri de devretmiyor, satıyor ve belediye de ne yazık ki takipçisi olmuyor.
İşte, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in de
gündeminde yer alan konunun ayrıntıları:
***
PROTOKOL 1. SAYFA |
İmzalanan protokole göre Emlak Bankası, bir başka
ifadeyle, alacak ve borçlarıyla bankayı devralan günümüzün TOKİ’si, şu hizmetleri yerine
getirecektir:
1)Karşıyaka
Belediyesi ’ne devredilecek olan rekreasyon dolgu alanlarının dolgusu
ve düzenlemesi,
2) Sosyal donatı alanlarının mülkiyetinin ilgili kurumlara devri,
3) Terk edilecek olan yeşil alanların peyzajı,
4) Atakent’te bulunan tenis kortu ve yüzme havuzu eklerinin belediye şirketi tarafından yönetilmesi,
5) KSK’ye tahsisli spor kompleksinde çim saha, antreman sahaları, iki toprak saha yapılması,
6) 1. Etap yapımı sırasında spor salonu yapılması,
7) 2. Etap yapımı sırasında Olimpik Yüzme Havuzu’nun yapılması,
8) 3. Etap yapımı sırasında kreş yapımı,
9) 4. Etap yapımı sırasında bir Marina yapılması,
10) 60 bin m2’lik alanın imar uygulaması sonucunda belediyeye bedelsiz devri,
11) Mini golf ve mini futbol kompleksinin yapılması ve belediyeye devri,
12) Ulaşım teknik alt yapı çalışmalarının banka tarafından yapılması…
1)
2) Sosyal donatı alanlarının mülkiyetinin ilgili kurumlara devri,
3) Terk edilecek olan yeşil alanların peyzajı,
4) Atakent’te bulunan tenis kortu ve yüzme havuzu eklerinin belediye şirketi tarafından yönetilmesi,
5) KSK’ye tahsisli spor kompleksinde çim saha, antreman sahaları, iki toprak saha yapılması,
6) 1. Etap yapımı sırasında spor salonu yapılması,
7) 2. Etap yapımı sırasında Olimpik Yüzme Havuzu’nun yapılması,
8) 3. Etap yapımı sırasında kreş yapımı,
9) 4. Etap yapımı sırasında bir Marina yapılması,
10) 60 bin m2’lik alanın imar uygulaması sonucunda belediyeye bedelsiz devri,
11) Mini golf ve mini futbol kompleksinin yapılması ve belediyeye devri,
12) Ulaşım teknik alt yapı çalışmalarının banka tarafından yapılması…
PROTOKOL 2. SAYFA |
TOKİ, sözleşme gereği bu arazileri devretmediği gibi, eğitim, sağlık, spor, otopark gibi yerleri satarak inanılması güç bir kar elde etti. Kaybeden
ise, kamu ve Karşıyaka oldu.
Şimdi, "kamuda sürekliliktir esastır" ve "bu kent bu kadar sahipsiz kalmamalıdır" diyerek, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’a, kamuoyunu bilgilendirmesi amacıyla, şimdilik aşağıdaki
soruları soruyoruz ve tüm İzmir milletvekilleri’ni,
bu ayıbı temizlemeye ve de TOKİ’den hesap sormaya davet ediyoruz…
İşte Cevat Durak’a sorularımız:
1) 13 Şubat 1991 tarihinde,Karşıyaka Belediyesi
ile Emlak Bankası arasında yapılan
protokolden haberiniz var mı?
2) 05 Temmuz 1995 tarih ve 39 karar noluKarşıyaka Belediyesi
Meclis Kararında, yine 13 Şubat 1991 tarihli
protokolün 4-1 maddesinde yer alan 60 bim m2’lik arsada, Örnekköy’deki Karşıyaka Kentsel
Yenileme konutlarının yapılması yönünde bir
meclis kararı var mı?
3) Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak olarak, TOKİ ile imzaladığınız Örnekköy Toplu Konut Alanı sözleşmesinde konu edilen Yalı Mahallesi Kentsel Yenileme alanındaki 60 bin m2’lik Mavişehir arazisi, 13 Şubat 1991 tarihli sözleşmede adı geçen arazi midir?
4) Yine, 13 Şubat 1991 tarihli sözleşmede sosyal donatı arsalarının mülkiyetinin ilgili kuruma devredileceği hükmü bulunmasına rağmen, sosyal donatı alanları neden belediyeye ve ilgili kurumlara devredilmedi?
5) Kamu kurumlarına devredilmesi gereken sağlık, eğitim, spor, rekreasyon, otopark gibi parseller, 3. şahıslara satıldı mı?
6) 1991 tarihli
sözleşmede, dolgu alanlarının ve yeşil alanların peyzaj çalışmaları
Emlak Bankası-TOKİ tarafından yerine
getirildi mi?
7) Sözleşmede, KSK’ye tahsisli Çiğli tesisleri kapsamında, 1 adet futbol sahası, 1 adet çim antreman sahası ve 2 toprak saha yapıldı mı?
8) Sözleşmede, 2. etap 5 bin konut tamamlanınca Emlakbank-TOKİ, 1 adet Olimpik Yüzme Havuzu yapmayı taahhüt ediyor. Bu havuz yapıldı mı?
9) Yine sözleşmede, 3. ve 4. etap yapımı sırasında 1 adet kreş ve marinanın Emlakbank-TOKİ tarafından yapılması taahhüt ediliyor. TOKİ bu arazileri 3. şahıslara sattı mı? Olimpik Yüzme Havuzu, 1 adet kreş ve marina yapılması konusunda TOKİ’ye başvurdunuz mu, başvuracak mısınız?
10) Belediyeye terk edilmesi gereken rekreasyon alanı ve otopark 3. şahıslara satıldı mı? Eğer satıldıysa satıştan kısa bir süre sonra, yeşil alan ve otopark olan bu parsellerde (TAYPARK ve Şehir Kulübü parselleri dışında) AVM yapılmasına izin veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine dava açacak mısınız, açtınız mı?
11) Karşıyaka için 1991 yılında yapılan protokolle böylesi önemli kamusal kazanımlar sağlanmışken, uğranılan kamu zararları nedeniyle konuyla ilgili bir inceleme başlatacak mısınız, başlattınız mı ve yasal yollara başvuracak mısınız?
Not: Sorumlu gazetecilik anlayışımız gereği, konunun takipçisi olacağız ve bu konuda belediyeden gelecek olan yanıtı, burada yayınlayacağız…
1) 13 Şubat 1991 tarihinde,
2) 05 Temmuz 1995 tarih ve 39 karar nolu
3) Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak olarak, TOKİ ile imzaladığınız Örnekköy Toplu Konut Alanı sözleşmesinde konu edilen Yalı Mahallesi Kentsel Yenileme alanındaki 60 bin m2’lik Mavişehir arazisi, 13 Şubat 1991 tarihli sözleşmede adı geçen arazi midir?
4) Yine, 13 Şubat 1991 tarihli sözleşmede sosyal donatı arsalarının mülkiyetinin ilgili kuruma devredileceği hükmü bulunmasına rağmen, sosyal donatı alanları neden belediyeye ve ilgili kurumlara devredilmedi?
5) Kamu kurumlarına devredilmesi gereken sağlık, eğitim, spor, rekreasyon, otopark gibi parseller, 3. şahıslara satıldı mı?
PROTOKOL 3. SAYFA |
7) Sözleşmede, KSK’ye tahsisli Çiğli tesisleri kapsamında, 1 adet futbol sahası, 1 adet çim antreman sahası ve 2 toprak saha yapıldı mı?
8) Sözleşmede, 2. etap 5 bin konut tamamlanınca Emlakbank-TOKİ, 1 adet Olimpik Yüzme Havuzu yapmayı taahhüt ediyor. Bu havuz yapıldı mı?
9) Yine sözleşmede, 3. ve 4. etap yapımı sırasında 1 adet kreş ve marinanın Emlakbank-TOKİ tarafından yapılması taahhüt ediliyor. TOKİ bu arazileri 3. şahıslara sattı mı? Olimpik Yüzme Havuzu, 1 adet kreş ve marina yapılması konusunda TOKİ’ye başvurdunuz mu, başvuracak mısınız?
10) Belediyeye terk edilmesi gereken rekreasyon alanı ve otopark 3. şahıslara satıldı mı? Eğer satıldıysa satıştan kısa bir süre sonra, yeşil alan ve otopark olan bu parsellerde (TAYPARK ve Şehir Kulübü parselleri dışında) AVM yapılmasına izin veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine dava açacak mısınız, açtınız mı?
11) Karşıyaka için 1991 yılında yapılan protokolle böylesi önemli kamusal kazanımlar sağlanmışken, uğranılan kamu zararları nedeniyle konuyla ilgili bir inceleme başlatacak mısınız, başlattınız mı ve yasal yollara başvuracak mısınız?
Not: Sorumlu gazetecilik anlayışımız gereği, konunun takipçisi olacağız ve bu konuda belediyeden gelecek olan yanıtı, burada yayınlayacağız…
Hikmet AKSOY'a teşekkürlerle... |
Türkiye’nin hali…
İZMİRLİ ve üniversitede
okuyan bir genç kızımız, Kanada’daki
dünyanın en iyi ilk 200 üniversitesi arasında
yer alan Simon Fraser Üniversitesi’nde
yüksek lisans yapmak için başvuruda
bulunmak ister.
Aylar süren
araştırmalar sonucu, görüşlerini almak için bu üniversitenin yetkili bir
profesörü ile iletişime geçer.
Kendisinden, başvuru süreciyle ilgili olarak bazı bilgiler ister.
Genç kızımız, bu konuda çok umutludur, heyecanlıdır…
Ancak,
profesörden gelen yanıt, genç
öğrencinin ülkesi adına üzülmesine neden
olur. Öğretim üyesi, gönderdiği mesajda şöyle demiştir:
“… Açık olmak gerekirse, bize başvuruların
yüzde 10 ila 15’ini kabul ediyoruz. Maalesef ki kurul, Orta Doğu’ya mesafeli
yaklaşıyor. Türkiye de bu mesafeye dahil olan ülkeler arasında…”
İşte ülkenin geldiği ve
getirildiği nokta…
Ne yazık ki, çağdaşlıktan, uygarlıktan, bilimden,
sanattan her geçen gün uzaklaşan ve bilinçli olarak uzaklaştırılan ülkemizin,
Kanada’dan bile nasıl algılandığının
somut örneği…
Her gün, hiç de samimi ve inandırıcı olmayan söylemlerle, demokrasiden, yeni paketlerden, insan haklarından, özgürlüklerden
bahsedenlere ve yandaşlarına
duyurulur…
Görün, ülkeyi ne hale getirdiniz…
* AKP'li Hüseyin Çelik, Erdoğan'ın 'Benim partimden 3 kişi bize ihanet etti'
sözünü değerlendirmiş ve şöyle demiş: “Sayın
Başbakanın söylediği şey şudur. Toplanıyoruz, ‘Şu konulardaki fikriniz nedir
arkadaşlar dediğiniz zaman birisi size (Efendim ben sizinle bu konuda hem
fikirim olması gereken budur) dedikten sonra gidip başka türlü davranırsa bu
doğru değildir. Mertçe olmayan budur. Sayın Başbakanın işaret ettiği budur…”
Biz de bu açıklamaya çok inandık… Laf
ebeliği yapacağınıza, şu ihanet eden
isimleri metçe açıklasanıza…
* BAŞBAKAN demiş ki: “Herkes bizi sevmek zorunda değil…” Vallahi de, billahi de çok haklı… Doğru
söze ne denir ki…
* BU Ülkenin aydın, çağdaş
uygar, cumhuriyet kadınlarına, annelere ve genç kızlarımıza sesleniyorum: Hergün torunlarınızı, çocuklarınızı, kardeşlerinizi okula
gönderirken, evden çıkmadan önce “Andımız”ı
birlikte
okuyun… Değerlerimiz onlara unutturmayın… Rejimi
tamamen değiştirmeye yönelik bu kararla,
hedef artık çocuklarımızdır, okullarda Atatürk köşelerinin ve heykellerinin
kaldırılmasıdır… Dinci isimleri öğretmektir... Zaten, Milli Eğitim'in dağıttığı kitaplarda da bu isimler vardır...
* İZMİR’in Bornova ilçesindeki ağaçlı yolda bulunan Karayolları
Müdürlüğü arazisi, Özelleştirme İdaresi tarafından geçen ay satışa çıkartılmıştı. Arazi yaklaşık 121 milyon liraya satıldı. Peki kime satıldı biliyor musunuz? AKP
Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Murat Akdemir’e… Artık bunların kime çalıştığı
iyice ayyuka çıktı… Sizi gidi bal tutup parmak yalayanlar sizi…
* YILLARDIR klavyelerde bulunan harflere “özgürlük getirdik” diyerek paketin demokratik olduğunu söyleyenlere biz
de şunu söyleriz: Klavyelere özgürlük
getireceğinize, onu kullananlara özgürlük getirseydiniz… Paket gösteriyor
ki, on yıldır bu ülkeyi yönetenler,
demek ki on yıldır ülkede demokrasi adına hiçbir şey yapmamışlar, yapamamışlar…
Hala türban derdindeler... Çünkü, seçimler yaklaşıyor. Türban, yeni bir propaganda malzemesi olacak...
* KAMU'da türbanın serbest bırakılmasıyla, minicik çocuklar artık türbanlı, kara çarşaflı öğretmenlerle başbaşa kalacaklar... Amaç, daha bu yaşlarda çocuklara da türban taktırmaktır, onları zorlamaktır ve özendirmektir... Ama biliniz ki, başarılı olamayacaklardır...
* KAMU'da türbanın serbest bırakılmasıyla, minicik çocuklar artık türbanlı, kara çarşaflı öğretmenlerle başbaşa kalacaklar... Amaç, daha bu yaşlarda çocuklara da türban taktırmaktır, onları zorlamaktır ve özendirmektir... Ama biliniz ki, başarılı olamayacaklardır...
* BU ülkedeki insan hakları
ihlallerinden, hukuksuzluktan, antidemokratik uygulamalardan bıktıysanız, ”yoruldunuz”, eğer mücadeleden de vazgeçiyorsanız, “yok olacaksınız” demektir… O halde yapılacak olan şey belli: Daha
aydın, daha çağdaş, daha uygar, daha demokrat bir Türkiye için, “Yılmak yok,
yazmaya ve mücadeleye devam…” Bedeli, her ne olursa olsun…
GAZETECİLER ve medya üzerindeki baskılar, her geçen
gün giderek artıyor. Gazeteciler, bırakın yazdıklarından dolayı, artık twitlerden bile karakollarda
saatlerce sorgulanıyor. İşte Eskişehir Valisi'nin, Radikal Gazetesi muhabiri İsmail Saymaz'a tehdidi, son örnektir...
İktidarın, hiçbir eleştiriye, yoruma tahammülü kalmadı. İktidar yanlıları, manşetlere ve haberlere bile müdahale etmeyi, bir görev olarak kabul ediyorlar artık. Yandaş medya, halkı yanlış bilgilendirmeye devam ediyor. Halkın haber alma özgürlüğü gittikçe kısıtlanıyor, halk gerçekleri ne yazık ki öğrenemiyor...
Kısacası, cumhuriyet tarihinin, sektör açısından en karanlık günlerini yaşıyoruz. Yakın bir gelecekte, gazete sayfalarında ve haberlerde bu damgayı umarım görmeyiz...
İktidarın, hiçbir eleştiriye, yoruma tahammülü kalmadı. İktidar yanlıları, manşetlere ve haberlere bile müdahale etmeyi, bir görev olarak kabul ediyorlar artık. Yandaş medya, halkı yanlış bilgilendirmeye devam ediyor. Halkın haber alma özgürlüğü gittikçe kısıtlanıyor, halk gerçekleri ne yazık ki öğrenemiyor...
Kısacası, cumhuriyet tarihinin, sektör açısından en karanlık günlerini yaşıyoruz. Yakın bir gelecekte, gazete sayfalarında ve haberlerde bu damgayı umarım görmeyiz...
Bir zamanlar...
POLİ-FIKRA...
TEMEL ile Dursun karşılaşırlar...
Temel Dursun'un kulağına eğilerek;
-Ula Dursun pen ne yaptim bugün biliyur musun, da?
-Ne yaptin, da?
-Ula Dursun, pen politikaya cirdum, da..
-Ula Temel sen deli misun?
Temel'in buna cevabı ilginç olur;
-Şart midur daaa?
Beğendiğim fotoğraf...
-Ula Dursun pen ne yaptim bugün biliyur musun, da?
-Ne yaptin, da?
-Ula Dursun, pen politikaya cirdum, da..
-Ula Temel sen deli misun?
Temel'in buna cevabı ilginç olur;
-Şart midur daaa?
Beğendiğim fotoğraf...
Şavşat'tan, fotoğraf sanatçısı genç arkadaşım Aylin Köroğlu'na teşekkürlerle... |
Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir, paylaşabilirsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder