Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

7 Ekim 2013 Pazartesi

Sizden Geriye Ne Kalacak?



Günün sözü:

Eğer yasalara saygı gösterilmesini istiyorsak, önce saygı duyulması gereken yasalar yapılmalıdır… 
Louis Brandeis 


Sizden geriye ne kalacak?

13.000.000’dan,
Son üç sıfırı çıkartırsanız 13.000,
Kalan üç sıfırı daha çıkartırsanız geriye
13 kalır…
13 nedir?
Halk arasında uğursuz bir sayı…
Hep söylerim, yazarım,
“ Halk ne derse doğru söyler “ diye…
Zaten bu dava da uğursuz bir dava değil mi?
Hangi dava mı?
Duruşmayı izlediğimde, “burada bir tiyatro oynanıyor ama bilet alan yok” dediğim Ergenekon davası…
Daha suçunu öğrenemeden ölenler…
Kanser olanlar… Kriz geçirenler… Ameliyat olanlar... 
İçerideyken anasını, babasını, karısını, oğlunu kaybedenler…
İftiraya uğrayanlar…
Gizli tanık olan sanıklar, sanık olan gizli tanıklar…Yüz nakli yapılan yüzsüzler...
Efendim,
Ergenekon davasının, iddianamesi,
İfadeleri, delilleri, mütalaası dahil olmak üzere,
Yaklaşık 13 milyon sayfadan oluşuyormuş.
Şimdi gelin, sizinle biraz Ergenematik, pardon matematik yapalım:
13 milyon kağıdı,
İçinde 500 adet A4 kağıt bulunan bir top kağıda bölelim.
13.000.000 / 500 = 26 bin top kağıt eder.
İçinde 500 adet kağıt bulunan bir top kağıdın kalınlığı, yaklaşık 5 cm.
26.000 X 5 cm = 130.000 cm eder.
Yani, üst üste koyduğunuzda, 1.300 metre.
A4 kağıdının ölçüleri, 21 x 29.7 cm.
Eğer 13.000.000 kağıdı, kısa kenarı ile ucuca birleştirirseniz
13.000.000 X 21 cm = 273.000.000 cm, yani 2.730 metre yapıyor.
Uzun  kenarı ile birleştirdiğinizde ise
13.000.000 X 29.7 cm = 38.100.000 cm, yani 3.861 metre ediyor.
Devam ediyoruz hesap yapmaya:
Bir top kağıt 2.5 kilo.
Bu davada 26.000 top kağıt kullanıldığına göre,
26.000 X 2.5 kg = 65.000 kilo yapar (klasör ağırlığı dahil değildir).
Yani  65 ton.
Bir ton kağıt elde etmek için 17 ağaç kesildiğine göre,
Demek ki, 1.105 ağac kesilmiş…
Bir adet A4 kağıdı, 0.062.37 m2.
13.000.000 X 0.062.37 = 810.810 m2 yapar.
Bu da 7.000 futbol sahasına eşdeğer demektir.
Bir top kağıt, hemen hemen her yerde 5 Tl’ye satılıyor.
26.000 top kağıt kullanıldığına göre,
Demek ki 130.000 Tl kağıt ücreti ödendi.
Tabii sadece kağıtla kalmıyor bu iş… Klasör de kazım.
Bir klasöre, yaklaşık 500 kağıdın yerleştiğini düşünürsek
26.000 adet de klasör alınmış olması gerekir.
Bir klasörü 6 TL’den aldığınızı düşünürsek,
Bunun için de 156.000 TL ödenmiş demektir.
Şimdi bu klasörleri bir yere taşımanız gerekebilir.
Neyle taşıyacaksınız? Elbette ki kamyonla…
O halde kaç kamyon gerekli onu hesaplayalım:
500’lük 1 top kağıdın hacmi,
0.05 X 0.21 X 0.29 cm = 0.003045 m3.
26.000 top kağıt X 0.003045 = 79.17 m3 eder.
Ortalama bir kamyonun hacmi ise,
2.05 X 6.00 X 2 mt = 24.6 m3 dür.
26.000 top kağıdın hacmi olan 79.17 m3’ü
Kamyonun hacmi olan 24.6 m3’e bölerseniz,
Size, 3.21 adet kamyon gerekli demektir.
Kafanız karıştı değil mi?
Haklısınız. Kimin karışmadı ki?
Ergenematik yapmaya devam edelim:
Bir sayfada, yaklaşık 350 kelime bulunduğunu varsayalım.
350 X 13.000.000 = 4.550.000.000 kelime karşınıza çıkar.
Eğer siz, 13.000.000 sayfayı, bir yılda okumak isterseniz,
Bir günde yaklaşık 35 bin 617 sayfa, yani 124 milyon 652 bin 250 kelime okumanız gerekir.
Eğer hiç uyumadan 24 saat okursanız,
Bir saatte 1.484 sayfa, yani 519 bin 400 kelime okuyacaksınız demektir.
Eğer bunu yapabiliyorsanız, gerçekten süpersiniz, olağan üstüsünüz demektir…
Şaka bir yana,
Ergenekon davasında talep edilen cezaları ve yöneltilen suçlamaları bir kez daha hatırlayın.
İstenen cezalar, mahkeme kararına dönüştü ama, Yargıtay aşaması devam ediyor. 
Yani hala masumlar…
Gerçek olan şu:
Nasıl ve ne hesap yaparsanız yapın,
Nasıl ve hangi hesapların içinde bulunursanız bulunun,
Bu zihniyetle ve insan aklının düşünebildiği en iyi siyasal rejim olarak tanımlanan ve bilinen demokrasiyi gerçek anlamda kabullenemediğiniz, içinize sindiremediğiniz sürece, hesaplarınız hep yanlış olacaktır.
Ve bu yaptığınız yanlış hesaplar Bağdat’tan dönse de, dönmese de,
Onlardan geriye onurlu, şerefli, haysiyetli hayatlar kalacaktır…
Peki, “Ben  bu davanın savcısıyım” diyenler ve bu akıl almaz kararları verenler…
Sizlerden geriye ne kalacak?


Hikmet AKSOY'a teşekkürlerle...


Beyni kilitliler…

İZMİR’in Bademler Köyü ile Dikili, Kiraz ve Karaburun ilçelerindeki halk kütüphanelerinin kapısına kilit vurulmuş… Yani kapatılmış.
Cumhuriyet'in 90. Yılı'nı kutlayacağımız bu günlerde ve 21. yüzyılda, buna karar verenlerin kimlerin olduğunu tahmin etmekte zorlanmamak gerekir.
Örümcek kafalı, halkın, çocukların, gençlerin aydınlanmasını, bilgilenmesini ve bilinçlenmesini istemeyen, kapılara kilit asan beyinleri kilitli malum yöneticiler…
Daha yayınlanmamış kitaplar nedeni ile, yazarların sorgulandığı, tutuklandığı ülkemizde, şimdilik 3-4 gibi kapalı görünen bu yerlerin sayısı, Türkiye’de kim bilir kaç tane?
İşte biz de bunu merak ederken, CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Kültür ve Turizm Bakanı’na sormuş. 
Güler’in, göreve geldiğinden beri kültür ve sanat adına hiçbir kayda değer çalışması, etkinliği olmayan bakandan yanıt aldığını sanmıyorum ama, o soruları biz de buradan bakana soralım bakalım:
1 ) Türkiye genelinde Bakanlığınıza bağlı, kaç halk kütüphanesi bulunmaktadır? Bunlarda kaç kitap bulunmakta, kaç personel çalışmaktadır?
2) Türkiye genelinde son beş yılda yıllara göre yeni açılan ve kapanan ya da kapalı tutulan halk kütüphanesi sayısı nedir? Kapatılma ya da kapalı tutulma nedenleri nelerdir? Bu kütüphanelerde kaç kitap bulunmaktadır?
3) İzmir’de bakanlığınıza bağlı kaç halk kütüphanesi vardır? Buralarda kaç kitap bulunmakta, kaç kişi çalışmaktadır?
4) İzmir’de Bakanlığınıza bağlı Urla İlçesi Bademler Köyü ile Dikili, Kiraz ve Karaburun ilçeleri halk kütüphanelerinin kapalı olmasının nedeni nedir? Bu kütüphanelerin raflarında kaç kitap bulunmaktadır?
5) Kapalı tutulan kütüphanelerin kalıcı bir şekilde açık tutulması, personel eksiğinin giderilmesi ile ilgili ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?




* İLK Türk otomobiline "Anadol" adı verildi (1966).
* Karbon kağıdı keşfedildi (1806).
* Rusya'da komünist ihtilali gerçekleşti (1917).
* Şile'nin kurtuluşu (1922).
* Alman ve İtalyan askerleri Romanya'yı işgal etti (1940).
* Demokratik Almanya Cumhuriyeti kuruldu (1949).
* Suna Kan, Cenevre'de yapılan uluslararası keman yarışmasında birinci oldu (1954)
Suna KAN
* Sol görüşlü Necdet Adalı ile sağ görüşlü Balgat katliamı sanığı Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi. 12 Eylül askeri darbesi sonrası 1980-1984 yılları arasında 50 kişi idam edildi. Kenan Evren'in "Hainleri asmayıp da besleyecek miyiz?" sözü belleklerde yer etti (1980).
* Bülent Ecevit, hakkında açılan 31 soruşturma ve iki dava ile ilgili olarak 33 ifade verdi (1986).
* Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) birleşerek Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) adını aldı (1987).
Cemal Reşit REY
* 26. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde "Uçurtmayı Vurmasınlar" filmi 5 dalda ödül aldı (1989).
* Türkiye'nin Atina büyükelçiliği basın ataşesi yardımcısı Çetin Görgü öldürüldü. Saldırıyı 17 Kasım örgütü üstlendi (1991).
* Türk besteci, piyanist, opera şefi Cemal Reşit Rey’in aramızdan ayrılışının 28. yılı. 
* Türk tiyatro ve sinema oyuncusu İsmet Ay’ın aramızdan ayrılışının 9. yılı.










GENÇLİK ve Spor Bakanı, çocuklarla Badminton oynamış... Kıyafetine bakar mısınız? 
Bakan, çocuklara örnek olacağına, spor salonunda kösele ayakkabı ve takım elbise ile spor yapıyor… Seni gidi palavracı seni… 
Camiye ayakkabı ile girdiler...” diyenlere sesleniyorum: "Spor Salonu'na ayakkabı ile girdiler..."




* DÜŞÜNCE Kuruluşu olan Freedom House, 2013 Yılı internet özgürlüğü raporunu açıklanmış ve sıralamada 38'inci sırada yer alan Türkiye; Filipinler, Gürcistan, Kenya, Ukrayna, Ermenistan, Nijerya, Brezilya, Angola, Uganda, Kırgizistan, Endonezya, Tunus, Malavi, Fas, Malezya, Lübnan, Libya, Ürdün, Kamboçya, Hindistan, Ruanda ve Bangladeş gibi ülkelerin gerisinde kalmış... Hani Türkiye'de özgürlük, ileri demokrasi vardı? Görün, ülkeyi ne hale getirdiniz... Güya, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olan bir ülkede yaşıyoruz... Ulemaya soracak mısınız bu durumu?

* HABER şöyle: Tayyip Erdoğan: "Andımız'da rahatsız edici beyanlar var"… Tabii… İçinde Atatürk var çünkü… Rahatsızlığınız ondandır…

* SON 10 yıl içinde icra dosyalarının sayısı yüzde 100'den fazla artmış ve 2002'de 8 milyon olan icradaki dosya sayısı, 2012 yılında 19 milyona ulaşmış… Kim açıklamış bunu? Adalet Bakanı… Yani, 10 yıldır bu ülkenin başında olan hükümetin bakanı… Fazla yoruma gerek var mı?

* DEMOKRATİKLEŞME paketiyle artık polise, "eylem yapma olasılığı olanları" hakim ve savcı talebi olmaksızın 12-24 saat gözaltına alma yetkisi veriliyormuş… Yani potansiyel suçlusunuz artık, aman dikkat edin… Pardon ya… Paketin adı, De-mok-ra-tik-leşşşşşş-me’ydi değil mi?

* "Türkiye'de hala Esed'le birlikte yürüyenler var..." demiş başbakan... Eee, siz yıllarca onunla birlikte yürümediniz mi bu yollarda ve birlikte ıslanmadınız mı yağan yağmurlarda? 

* YENİDEN
düzenlenen Taksim Meydanı’nda mazgal yapımı unutulmuş ve meydan başta olmak üzere metroyu da su basmış… Belediyeciliği ile övünen AKP zihniyetinin tipik bir örneği… Bu zihniyet mi kentlere, ülkeye çağ atlatacak?

* SURİYE tezkeresi TBMM’de kabul edildi… Yani savaş kapının önünde değil, içeriye girdi… Hükümet, olağanüstü hal ve savaş durumu ilan ederek, 2014 yerel seçimlerini iptal edebilir veya erteleyebilir… Çünkü anketlerdeki durumları hiç parlak değil… Özellikle yerel yönetimlerde… Bir yere not alalım bunu…

* AKİL adamlar, "kullanıldık..." demiş... Bir de kimin tarafından kullanıldığınızı açıklasaydınız ya...

* İLKOKULLARDA “Andımız”ın okunmasının kaldırılmasıyla ilgili eleştirilere tepki gösteren Başbakan Erdoğan, ‘Yıllarca Türküm’ dediler, ama Türkiye’nin itibarını yerlerde süründürdüler. ‘Doğruyum’ dediler, Türkiye’yi yolsuzluğa mahkum ettiler. ‘Çalışkanım’ dediler, yıllarca yan gelip yattılar. Türkiye’yi enflasyona, faize, işsizliğe mahkum ettiler” demiş… Doğru demiş… 10 yıldır CHP, MHP değil, siz iktidardasınız… Ve bunların hepsi son 10 yılda oldu… Vallahi gerçekler bu kadar güzel söylenemezdi…








Alaattin GÜRIRMAK'a teşekkürlerle...









OBAMA, Putin ve Erdoğan, şeytanın huzuruna çıkarlar. Hepsi şeytana dileklerini söyleyecekler, o da onlara ne zaman gerçekleşeceğini söyleyecektir. 
İlk önce Obama sorar:
- Amerika ne zaman her yönden tam olarak dünyanın hakimi olacak?
 Şeytan da; 
- 50 yıl sonra, der. Obama ağlamaya başlar:
- Ben göremicem, ben göremicem... Sıra Putin’dedir: 
- Rusya ne zaman eski gücüne kavuşacak? Şeytan cevap verir:
- 100 yıl sonra… Putin de başlar ağlamaya. 
- Ben göremicem, ben göremicem... 
Sıra Erdoğan’a gelmiştir, O da sorar:
- Ben Türkiye'de özgürlük, adalet, eşitlik, demokrasi, kardeşlik sağlayabilecek miyim? 
Bu sefer şeytan, nerdeee der ve  başlar ağlamaya:
- Ben göremicem, ben göremicem… 




"Ne ezen ne ezilen. İnsanca hakça düzen" diyen
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlarından Bülent ECEVİT...



Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir, paylaşabilirsiniz...

http://tr.wikipedia.org/wiki/Vecdi_Altay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder