Günün sözü:
Siyasetle uğraşmamanın cezası, sizden daha
aptal olanlar tarafından yönetilmektir…
Platon
Platon
Anladın mı usta…
Malum, yerel seçimler
yaklaşıyor.
Bakın, daha şimdiden yazıyorum:
Önümüzdeki aylarda,
1
Başbakan + 4 Başbakan Yardımcısı + 20 İcracı Bakan olmak üzere = 25’ini de
Bu kentte, çok daha sık
görürseniz şaşırmayın.
Öyle günler yaşayacağız ki, sanacaksınız, seferberlik ilan edildi…
Bakanlar Kurulu
ve hatta parti grup toplantıları bile bu kentte yapılacak.
O nedenle, şimdiden tarihe şöyle bir not da düşebiliriz:
M.S. 2014 Seferi…
Bunları hangi kent
için yazıyoruz?
Anımsatalım biraz:
Hani, Gavur
dediler ya…
Hani, yüzü gözü pis,
burnu akan çocuk dediler ya.
Hani, ne anlama geldiği belli olmayan
35 Sarışın Kadın
projesini hayata geçirdiler ya.
Peki, başarılı olacaklar mı?
Rakamlar ve hesaplamalar konusunda
Devlet Bahçeli’nin eline su dökemeyiz ama, biraz
irdeleyelim:
Bunun alfabedeki karşılığı nedir? “ C ”.
Peki, Cumhuriyet hangi yıl ilan edildi? 1923.
1+9+2+3 ne eder? “ 15 ”.
Bunun alfabedeki karşılığı ne? “ L ”
Yani, Laikliğin “
L ” si.
15’i, plakanın
ilk rakamı olan 3’e bölün. Ne çıkar:
“ 5 ”.
Bu da plakanın ikinci
rakamı.
Alfabedeki karşılığı ne? “ D ”..
Yani, Demokrasi’nin
“ D ” si.
Plakasında Cumhuriyet’in,
Demokrasi’nin ve
Laikliğin harflerini,
izlerini taşıyan bir kentte
Seçim kazanmak pek o
kadar kolay değil be usta.
Hele hele, Anayasa Mahkemesi’nin dediği gibi,
“ Laiklik karşıtı
eylemlerin odağı ” olan bir partiyseniz…
O nedenle, ister
liberal, ister liboş, ister karışık devrimci,
İster yandaş aday
bulsanız bile, tutmaz usta tutmaz.
Neden tutmaz anladınız mı?
O nedenle, 35’e
ve onun karşılığı olan harflerine
dikkat edin…
Bu kent, Cumhuriyet’in
de, Demokrasi’nin de, Laikliğin de beşiğidir…
Türkiye’de sadece, bir kent için özel olarak yazılan ve bestelenen
İzmir Marşı’ndaki şu sözleri anımsayın:
“… Şehit Olanları
Deftere Yazdım,
Öksüz Yavruları
Bağrıma Bastım…”
Bu kent öyle bir kenttir ki, ne şehitlerini unutur ne de
Öksüz yavruları
bağrına basmaktan vazgeçer.
Eğer, şehitleri unutmamak
ve öksüz yavruları bağrına basmak gavurluksa,
Bu kentte yaşayanlar,
ölümüne kadar Gavur kalmayı tercih eder…
Haa, bu arada, sanmayın ki,
Mustafa Kemal Paşa
da sadece bir tatlı türüdür…
Anladın mı usta...
Anladınız mı ey AKP'liler...
Demokraside şike olmaz...
Hakaretler, suçlamalar, entrikalar, sahte anket çalışmaları, il veya ilçe başkanlarının perde arkasında kalarak düzenledikleri genel merkez kararlarını hiçe sayan toplantılar, ayak oyunları, insanı gerçekten şaşırtıyor ve siyaset yapmak isteyenleri siyasetten soğutuyor.
Şeytana papucunu ters giydiren bu demokrasi dışı çalışmaları yapanlar bilmelidir ki, sizler siyaset değil, ne yazık ki dedikodu yapıyorsunuz, tribünlere oynuyorsunuz ve parti çıkarlarını değil, sadece kişisel çıkarlarınızı düşünüyorsunuz…
Anladınız mı ey AKP'liler...
Demokraside şike olmaz...
SON 10 yıldır, ekonomide, sosyal hayatta, sanatta, kültürde ve medyada yaşanan etik dışı davranışlar, anlayışlar ve hareketler, ne yazık ki siyasette de çok yoğun yaşanmaya başladı.
Durum böyle olunca da, parti ilkeleri, anlayışı bir kenara bırakıldı ve siyaset yapma biçimi, kalitesi ve seviyesi de doğal olarak düştü.
Belediye Başkanlığı'na aday adayı olarak ortaya çıkanlar, parti kararlarını hiçe sayarak, kendilerince yeni yeni yöntemler geliştirmeye başladılar. Yani, koltuk hırsı, mantığın ve parti disiplininin önüne geçti...
Bunları neden mi yazıyoruz?
Yerel seçim takvimi yaklaştıkça, başkanlığa aday olanların akıl almaz uygulama ve söylemleri, gerçekten “bu demokrasiye ve parti ahlakına sığmaz” dedirtiyor…
Durum böyle olunca da, parti ilkeleri, anlayışı bir kenara bırakıldı ve siyaset yapma biçimi, kalitesi ve seviyesi de doğal olarak düştü.
Belediye Başkanlığı'na aday adayı olarak ortaya çıkanlar, parti kararlarını hiçe sayarak, kendilerince yeni yeni yöntemler geliştirmeye başladılar. Yani, koltuk hırsı, mantığın ve parti disiplininin önüne geçti...
Bunları neden mi yazıyoruz?
Yerel seçim takvimi yaklaştıkça, başkanlığa aday olanların akıl almaz uygulama ve söylemleri, gerçekten “bu demokrasiye ve parti ahlakına sığmaz” dedirtiyor…
Cihan TÜRSEN |
Şeytana papucunu ters giydiren bu demokrasi dışı çalışmaları yapanlar bilmelidir ki, sizler siyaset değil, ne yazık ki dedikodu yapıyorsunuz, tribünlere oynuyorsunuz ve parti çıkarlarını değil, sadece kişisel çıkarlarınızı düşünüyorsunuz…
Peki bu doğru bir yöntem mi?
Elbette hayır. Buna isyan edenler de var kuşkusuz…
İşte CHP'den, İzmir’in
Karşıyaka Belediye Başkan aday adayı olan Cihan Türsen , belki de tüm illerde yaşanan bu ve benzeri olaylar karşısındaki isyanını şu sözlerle dile
getiriyor:
“ Demokraside şike olmaz.
Danışıklı platformlar kurarak, göstermelik komiteler ile aday adaylarını
çizdirip kendi adını yazdırarak Ankara'ya gösteri yapma ve "beni istiyorlar" senaryolarının modası geçmiştir. Demokrasi kültürü, tarihinin en sancılı dönemini
yaşamaktadır. Kişisel egoları ve mevki arzuları, hırsları uğruna insanı ve
demokrasiyi işine geldiği gibi araç yapan anlayışlar, tutarsızlıklarını
sürdürmektedir.
CHP Tüzük Kurultayında, yerel seçimlerde, ön seçim ile aday belirlemesi dışında aday belirleme yöntemlerini tüzük hükmü haline getiren komisyon ve kurultay delegelerinin bir kısmı, şimdi tüzük kurallarını, Genel Merkez kararlarını hiçe sayarak, işlerine gelen yeni yöntemler geliştirmektedirler…
Bir eli yağda, bir eli balda, siyaset yapılmaz. Adil olmak gerekir...
Hem başta olacaksınız, hem atamalarınıza borazan çaldıracaksınız ve yöneticileri, parti merkezlerini kişisel çıkarlarınız için kullanacaksınız, hem de hülle, kule uygulayacaksınız.
Olmaz… Yeter artık...”
CHP Tüzük Kurultayında, yerel seçimlerde, ön seçim ile aday belirlemesi dışında aday belirleme yöntemlerini tüzük hükmü haline getiren komisyon ve kurultay delegelerinin bir kısmı, şimdi tüzük kurallarını, Genel Merkez kararlarını hiçe sayarak, işlerine gelen yeni yöntemler geliştirmektedirler…
Bir eli yağda, bir eli balda, siyaset yapılmaz. Adil olmak gerekir...
Hem başta olacaksınız, hem atamalarınıza borazan çaldıracaksınız ve yöneticileri, parti merkezlerini kişisel çıkarlarınız için kullanacaksınız, hem de hülle, kule uygulayacaksınız.
Olmaz… Yeter artık...”
* Kıyafet Kanunu kabul edildi (1926).
İnsanların canlı canlı yakıldığı fırın |
* Nazi katliamı: 800 çingene çocuk sistematik bir şekilde
Auschwitz Kampı'nda öldürüldü (1944)
* Genel seçim sonuçları: Adalet Partisi 240 milletvekili
ile çoğunluğu elde etti. CHP 134, Millet Partisi 31, Yeni Türkiye Partisi 19,
Türkiye İşçi Partisi 15, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 11 milletvekili
çıkardı. Türkiye tarihinde ilk kez bir sosyalist parti, Türkiye İşçi Partisi 15
milletvekili ile TBMM'de grup kurmaya hak kazandı (1965).
* Nobel Edebiyat Ödülü'nü Dario Fo aldı (1997).
* Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF), Devrimci Gençlik
Dernekleri Federasyonu (Dev-Genç) adını aldı (1969).
Attila İLHAN |
* 18. Yaz Olimpiyatları Tokyo'da başladı (1964).
* Türk tiyatro ve sinema sanatçısı Yıldırım Önal’ın
aramızdan ayrılışının 31. yılı.
* Türk siyasetçi Behice Boran’ın aramızdan ayrılışının 26.
yılı.
* Milliyet gazetesi eski sahibi Ercümen Karacan’ın
aramızdan ayrılışının 24. yılı.
* Şair, yazar ve düşünür Attila İlhan’ın aramızdan
ayrılışının 8. yılı.
* AKP'li Hüseyin Çelik, TV spikerinin giydiği kıyafet için,
“olmaz böyle bir şey” demiş… Bu sözden sonra da, spikerin işine son verilmiş…
Vallahi biz de, Atatürk Türkiye’sinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nde, sokaklarda,
resmi dairelerde, okullarda giyilen kıyafetleri görünce “olmaz böyle bir şey” diyoruz…
* EĞER yapılan anketlerle Başbakan olunsaydı, Erdoğan da
Başbakan olurdu…
* CAN Dündar, “12 Eylül’ün sansürünü özledim” demiş… Ben de
Abdülhamit döneminin sansürünü…
* BİLİNİZ Kİ bu ülkede, laik cumhuriyeti, Atatürk ilke ve
devrimlerini, çağdaşlığı, uygarlığı, bilimi, sanatı savunmak suç değil, aksine
yurttaşlık görevi ve sorumluluğudur… Çünkü bize böyle öğrettiler, bizler de
böyle öğreteceğiz, yaşatacağız…
* BİLDİĞİNİZ gibi, okula yeni başlayan minicik öğrencilerin ders kitaplarının arasına, ustanın mesajı ve fotoğrafı konulmuş… Hiç
doğru uygulama değil... Milli Eğitim Bakanı’nı da kınıyorum... Çocuklara daha bu
yaşlarda ustayı, “laiklik karşıtı
eylemlerin odağı haline gelmiş bir partinin genel başkanı” olarak tanıtmaya ve anımsatmaya ne hakkınız var ki?
* MUSTAFA Kemal Atatürk, 1923 yılında yurtdışına eğitim
amaçlı gönderilen öğrencilere, daha gitmeden önce tek tek çektiği telgrafta
şunları yazar: “Sizleri kıvılcım olarak gönderiyoruz, alevler olarak geri
dönmelisiniz…” Bunu günümüze uyarlarsak şöyle deriz herhalde: “Sizleri
kıvılcım zannetmiştik ama, ne yazık ki hepiniz birer cumhuriyet ve Atatürk
düşmanı patlak ampül oldunuz…”
* BALYOZ Davası'nda mahkemenin verdiği kararlar Yargıtay'da onaylandı. Onlarca komutan, yıllarca hapislerde yatacak. Bu kararla, bir çok sosyal haklardan da mahrum kalacaklar. Rütbeleri sökülecek, lojmanlardan çıkartılacaklar... Sanki vatan hainliği yaptılar veya vatanı sattılar. Biliniz ki, kamu vicdanında sizler suçlu değilsiniz. Ergin Saygun'un kızı Ece'nin de dediği gibi, "Heyy! Yok öyle umutları yitirip, karanlıklara savrulmak... Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak... Biz haklıyız, onlar haksız..." İşte o kadar...
* GEZİ olaylarını yayınlayan TV’lere, para ve uyarı cezaları veren RÜTÜK, çarpık ve yasak aşk hikayesi arasında damardan siyasi mesajlar veren ve Menderes’in hayatını anlatan diziye niye duyarsız kalır acaba? Neden hiçbir CHP’li bunu gündeme getirmez ki…
* BALYOZ Davası'nda mahkemenin verdiği kararlar Yargıtay'da onaylandı. Onlarca komutan, yıllarca hapislerde yatacak. Bu kararla, bir çok sosyal haklardan da mahrum kalacaklar. Rütbeleri sökülecek, lojmanlardan çıkartılacaklar... Sanki vatan hainliği yaptılar veya vatanı sattılar. Biliniz ki, kamu vicdanında sizler suçlu değilsiniz. Ergin Saygun'un kızı Ece'nin de dediği gibi, "Heyy! Yok öyle umutları yitirip, karanlıklara savrulmak... Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak... Biz haklıyız, onlar haksız..." İşte o kadar...
* GEZİ olaylarını yayınlayan TV’lere, para ve uyarı cezaları veren RÜTÜK, çarpık ve yasak aşk hikayesi arasında damardan siyasi mesajlar veren ve Menderes’in hayatını anlatan diziye niye duyarsız kalır acaba? Neden hiçbir CHP’li bunu gündeme getirmez ki…
* TRT, çocuklara Osmanlı padişahlarını anlatacak bir çalışma yapıyormuş… Bu çalışmada; Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarından başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Kara Vasıf Beye, Fuad Paşa’ya, Dr. Adnan Beye ve Halide Edip’e idam fermanı çıkartanlar,
vatan hainleri, jurnalciliği yasalaştırıp toplumu, aileyi birbirine düşürenler ve vatanın her karış toprağını emperyalistlere peşkeş çekenler de yer alacak mı acaba?
* OSMAN Bölükbaşı’nın
söylemidir: “Türkiye’deki tüm ticari
sektörleri tetkik ettim. En karlı sektörün, din ticareti olduğunu gördüm…” Ben
de şunu ekleyeyim: Sermayesi yok,
müşterisi çok…” (Teşekkürler Hüseyin Durdu …)
* KİN ve nefret
ekenler, kan ve gözyaşı biçerler! Zıvanadan
çıkan, beyanlarında abesle iştigal
edenler ektiğiniz kin ve nefret yeter! Bizim siz istiyorsunuz diye akıtacak gözyaşımız, akacak kanımız yok!...
(Teşekkürler Aynur Bal…)
* SİYASETÇİ, seçmenin kime oy attığını çok iyi bilmelidir. Oyların temsil ettiği partiye mi yoksa kendisine mi verildiğini çok iyi araştırmak zorundadır. Sonunda akıllı olan partisinin neferi, aptal olan ise megaloman olurlar… (Teşekkürler Tufan Atakişi…)
* SAYIN Başbakan, değerli hükümet üyeleri ile AKP'nin vazgeçilmez hayranları. Bu günlerden itibaren sağlığınıza büyük bir dikkat ve özen gösteriniz. Yakın gelecekte yaşanacakları, sağlıklı bir şekilde görmenizi ulu tanrıdan niyaz ederim… (Teşekkürler Demir Özgen…)
* SİYASETÇİ, seçmenin kime oy attığını çok iyi bilmelidir. Oyların temsil ettiği partiye mi yoksa kendisine mi verildiğini çok iyi araştırmak zorundadır. Sonunda akıllı olan partisinin neferi, aptal olan ise megaloman olurlar… (Teşekkürler Tufan Atakişi…)
* SAYIN Başbakan, değerli hükümet üyeleri ile AKP'nin vazgeçilmez hayranları. Bu günlerden itibaren sağlığınıza büyük bir dikkat ve özen gösteriniz. Yakın gelecekte yaşanacakları, sağlıklı bir şekilde görmenizi ulu tanrıdan niyaz ederim… (Teşekkürler Demir Özgen…)
12 Eylül darbesi sonrası Hamzaköy'e gönderilen Rahşan - Bülent ECEVİT ve Nazmiye - Süleyman DEMİREL (Foto: Ergun Bayrak) |
BİR otobüs dolusu politikacı, seçim kampanyası için Anadolu’da dolaşıyorlardı.
Otobüs
büyük bir çiftliğin yanından geçerken, derin
bir uçuruma düşer.
Oradan geçmekte olan çiftçi koşarak olay yerine geldi. Gece vakti kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetlerin hepsini gömmeye başladı.
Ertesi sabah, jandarma, soruşturma için çiftliğe gelir ve çiftçiye sorar:
-"Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek... Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?"
Çiftçi cevap verir:
-"Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama, politikacıları bilirsiniz… Nasıl yalan söylerler."
Oradan geçmekte olan çiftçi koşarak olay yerine geldi. Gece vakti kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetlerin hepsini gömmeye başladı.
Ertesi sabah, jandarma, soruşturma için çiftliğe gelir ve çiftçiye sorar:
-"Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek... Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?"
Çiftçi cevap verir:
-"Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama, politikacıları bilirsiniz… Nasıl yalan söylerler."
Varyant'tan İzmir Konak Meydanı |
35'LİĞİ yayınladığımız yaklaşık bir aylık süre içerisinde bloğumuzu takip eden, başta Türkiye'de olmak üzere; ABD'de, İngiltere'de, Rusya'da, Almanya'da, Belarus'da, Ukrayna'da, Avusturya'da, Avustralya'da, Belçika'da, Sırbistan'da, Fransa'da, Makedonya'da, Kanada'da, Hollanda'da, Güney Kore'de, Irak'ta, İspanya'da, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde, Azerbaycan'da, Cezayir'de ve İsviçre'de yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz...
Yorum, istek ve önerilerinizi
yazabilir, paylaşabilirsiniz...
yazabilir, paylaşabilirsiniz...
altay@vecdialtay.net
BU SİTE, BASIN ETİK YASASINA, ÇOCUK, KADIN, İNSAN VE
HAYVAN HAKLARINA UYMAYI TAAHHÜT EDER...
BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARI PAYLAŞABİLİR,
ALINTI YAPABİLİR VE KULLANABİLİRSİNİZ...
Keyifle okudum. Kalemine, emeğine sağlık Vecdi.
YanıtlaSil