Hasdal’dan
Mektup Var…
BALYOZ davası tutsaklarından Deniz Kurmay Albay Mehmet Cenk Dalkanat'tan bir mektup aldım.
Babası, Emekli Deniz Kurmay Albay Yılmaz Dalkanat kanalıyla gönderdiği mektupta, durumu hakkında bilgiler veren Dalkanat, mektubun orijinali de normal posta olarak gönderdiğini ifade ediyor.
Ancak bu satırların yazıldığı gün ve ana kadar, söz konusu mektup, tarafıma ulaşmadı.
Her zaman yazıyor ve söylüyorum: Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy gibi adlar verilerek sürdürülen tutsak alınma davalarının, toplumda da, vicdanlarda da karşılığı yok.
Binbir emek verilerek yetiştirilen yüzlerce Mustafa Kemal'in askeri, hapislerde çürütülüyor.
Çocuklar perişan, aileler perişan...
Hiç birini tanımıyorum.
Hiç biri ile yakınlığım, arkadaşlığım yok ama,
Ben de isyan ediyor ve yeter artık diyorum...
Sevgili kardeşim, değerli komutan;
Bil ki biz de, bizi üzecek bir şey yapmadığınızı biliyoruz...
Mektup dostluğumuz, tutsaklığın bittiğinde de devam edecektir.
Bundan hiç kuşkun olmasın.
Özgürlük ve aydınlık günler çok yakında.
Kızın Zeynep'in "Peri Tinki"den isteği, er geç yerine gelecektir...
İşte, Mehmet Cenk Dalkanat'ın mail yoluyla gönderdiği mektup:
Sizi, internet üzerinden
yayınlamakta olduğunuz birbirinden ilginç yazılarınızdan ve haberlerinizden
tanıyorum.
Yayınlamış olduğunuz haberlerin ilki kızım Zeynep DALKANAT’ın yazmış
olduğu hikâye ile ilgili idi. Diğer haberiniz ise babam Yılmaz DALKANAT’ın
benim ile ilgili yazmış olduğu haberdi.
En son haber ise Şirinyer Askeri
Cezaevindeki arkadaşlarım ile ilgili yazmış olduğunuz çok değerli haberiniz..
Yayınlamış olduğunuz bu haberler ve bizlere vermiş olduğunuz destek için
minnettarlığımı iletmek isterim. Sizler özgür dünyada bizlerin sesi oluyorsunuz
ve yaşanan adaletsizliği tarihe not düşecek şekilde milletimize anlatıyorsunuz.
Gönül internet sitenizde
yayınlamış olduğunuz tüm yazı ve haberlerinizi okumak ve birinci elden erişmek
isterdi.
Ancak ne yazık ki bu husus bulunduğum konum itibari ile mümkün değil.
Bütün Türkiye’nin özgürce oy kullandığı bugün nasıl oy kullanmam ve vatandaşlık
haklarımdan en önemlisi elimden alındıysa, sizin internet sitenize de ulaşma
hakkım elimden alınmış durumda.
Bu yaşıma gelmeme rağmen daha önce vatanıma,
milletime hizmet gibi sebeplerden çoğu zaman seyirde, bazen de çalıştığım
birliklerde nöbetçi olduğumdan oy kullanamamış birisi olarak, bu herhalde benim
kaderim diye de düşünmekten kendimi alamadığımı da sizle paylaşmak isterim.
Seçememek, ancak seçilenlerin kararlarına göre çalışmak; sonucunda da haksız
yere, adalet yokmuşçasına yargılanarak ceza almak ne yazık ki biz kumpas
mağdurlarının kaderi olmuş durumda.
Sizlere bunları yazarken şunu da
bilmenizi isterim ki, yazdıklarım kesinlikle bir ümitsizlik veya moralsizlik
göstergesi değildir. Kesinlikle o şekilde algılamayınız.
Yazdıklarım her zaman
arkasında durabileceğim, tüm doğallığıyla en basit düşüncelerimdir. Benim gibi
genellikle el yazısı ile doğrudan en içten doğal düşüncelerini yazmayı tercih
eden birisi olarak, bilgisayarda yazmamın sebebi ise size daha uzun bir mektup
yazmak ve gerektiğinde daha iyi anlaşılabilecek eklemeleri yapabilmektir.
El
yazısı ile yazarken düşüncelerimin hızına yetişemediğim için istediklerimi tam
ve kendimce gerektiği şekilde ifade edemediğimin farkındayım.
Size yazdığım ilk
mektubumda kendimi daha iyi ifade etmek ve böylelikle sizin de beni daha iyi
tanımazı istedim. Sizin bizler için göstermiş olduğunuz çabaların karşılığını
Hasdal’da bulunmam nedeniyle ancak kısmen de olsa bu şekilde ödeyebileceğimi
düşünmekteyim.
Babamın size yazmış olduğu yazıda
bahsettiği üzere ben her zaman çevremde çok sevdiğim mesleğimden olan insanların,
olayların ve mekânların yer aldığı bir ortamda yaşadım ve büyüdüm. Bu durum ilk
olarak benim meslek seçmemde de zannedersem önemli bir etken oldu.
Duvarlar Çatlardı...
Annemin
söylediğine göre yeni konuşmaya başladığım dönemde bile bana büyünce ne
olacaksın diye soranlara, deniz subayı olacağım diyormuşum. Bu hayalimi
gerçekleştirmekten de dolayı mutluyum. En azından ülkemizde kaç kişiye nasip
olacağını bilemediğim şekilde, 45 yaşıma kadar hayatımda hayal ettiğim mesleği
yapabildim. Şimdi sadece anılarda kalan bu meslek yaşantımda yine hayal
edebileceğim her şeyi elimden geldiğince en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Eğitim
seviyemi geliştirmek için her fırsatı değerlendirdim. Bir deniz subayının
hayali olan bir geminin komutanlığını yapabildim.
Gemi komutanlığım esnasında
güney yarım kürede seyretmek dahil bir çok ilkleri yapmak onurunu yaşadım.
Bunların hepsi bana şimdilerde oldukça uzak gelen eskilerden unutulmaz güzel
anılar. Bu görevlerimde milletimin yüzünü utandıracak bir olumsuzluğa sebep
olmadığıma, milletimin bana emanet ettiği personelimin canına ve milletimin
malına helal getirmediğime de her zaman şükrederim.
Tabi ki şu anda yine
milletim adına karar vermiş bir yargı sisteminden utandığımı ve milletimin bu
yargı kandırmacasına nasıl geldiğini ve gerçekleri görmediğini de anlamakta
güçlük çekiyorum.
Bunun sebebi ne yazık ki toplumumuzdaki bir kesimin, ben ne anlatsam baştan
bizi suçlu ilan etmesinden ve gerçeklerle kesinlikle ilgilenmemesinden
kaynaklanıyor. Herhalde boş duvara savunmalarımızı yapsak, duvar hep aynı
gerçekleri duymaktan çatlardı.
Ben ise şunu öğrendim bu yaşadıklarımdan;
devletimizin adalet, güvenlik gibi kurumları herkesin bildiği ve kabul ettiği
“güneş her gün doğudan doğar” dese bile, ne yazık ki ben dışarı çıkar bir bakar
ve kendi gözümle görür, ondan sonra söylenene inanırım.
Yani devletimizin
adalet ve güvenlik kurumları tarafından söylenen hiçbir şeye kendi gözümle
görmeden artık inanmam. Yıllarca sorgusuz sualsiz hizmet ettiğim devletim bana
bu yaşta bunu öğrettiği. Ne yapacaksınız öğrenmenin yaşı yok.
Tabii son zamanlarda öğrendiklerim
sadece olumsuz konular da değil. Bizlere destek veren ve daha önce hiç
tanımadığım, varlığını dahi bile bilmediğim çok değerli insanlarla tanışmak
gibi bir faydası da oldu.
Bizler gibi işi ile evi arasında gidip gelmekten
başka seçeneği olmamış kişiler için bu vatansever, kadir kısmet bilen insanlar
ile tanışmak ve mektuplaşmak en büyük hediye. Asıl arkadaşlığı silah arkadaşı
zannederken, arkadaşlığın ve insanlığın en dürüstünü ve en kadimini bu yaşa
kadar kaçırmışım. Size diyorum ya öğrenmenin yaşı yok. Zararın neresinden
dönülse kârdır.
Bizler burada olabildiğince
iyiyiz. Burada bulunmanın sevinilecek bir tarafı olmasa da sizlerin üzülmesini
gerektirecek bir durum da yok.
Zaten üzülmek, bu üzüntüyü görünce sevinecekleri
sevindirmemek için yapılmaması gereken bir davranış. Hem bizler ne yaptık ki
sizler üzüleceksiniz. İnanın biz sizleri üzecek hiçbir şey yapmadık.
Size ve tüm sevdiklerinize sağlık,
mutluluk ve aydınlık günler dilerim.
Kısa bir denizci özdeyişi ile
“düşmanınız mert, kılıcınız (*) keskin, pruvanız neta olsun.”
Saygılarımla. 30 Mart 2014. Hasdal
(*) Sizin için kılıç yerine
“kaleminiz” diyebiliriz.
Mehmet
Cenk DALKANAT
Deniz
Kurmay Albay
NOT 1:
Bu davalarla ilgili olarak, bana gerek telefonla ulaşan ve gerekse bilgi belge göndererek katkı koyan tüm asker ailelerine, yakınlarına teşekkür ediyorum... Biliniz ki, ben sadece mesleki, toplumsal ve bireysel sorumluluklarımı yerine getiriyorum... Mesleğimi yapmaya çalışıyorum, diğer duyarlı ve sorumlu meslektaşlarım gibi...
NOT 2:
Bu davalarla ilgili olarak, bana gerek telefonla ulaşan ve gerekse bilgi belge göndererek katkı koyan tüm asker ailelerine, yakınlarına teşekkür ediyorum... Biliniz ki, ben sadece mesleki, toplumsal ve bireysel sorumluluklarımı yerine getiriyorum... Mesleğimi yapmaya çalışıyorum, diğer duyarlı ve sorumlu meslektaşlarım gibi...
NOT 2:
Bu konularla ilgili diğer yazıları okumak için tıklayın.
* 35'LİĞİ takip eden, başta Türkiye olmak üzere; Afganistan, Amerika, Angola, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arnavutluk, Azerbaycan, Arjantin, Belçika, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Brezilya, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Ekvador, Endonezya, Fas, Fransa, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Haiti, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsviçre, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Katar, Kazakistan, Kenya, Kosta Rika, Kuveyt, Makedonya, Malta, Malezya, Mısır, Moldova, Monako, Libya, Litvanya, Lübnan, Nijerya, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Panama, Portekiz, Polonya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Singapur, Suudi Arabistan, Tayvan, Tayland, Ukrayna, Venezuela, Vietnam ve Yunanistan'da yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz…
Not : Bu veriler, Blogspot'un kontrol panelinden aktarılmıştır...
Not : Bu veriler, Blogspot'un kontrol panelinden aktarılmıştır...
Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir,
paylaşabilirsiniz...
Eğer yorumunuzu yazdığınız halde
gönderemiyorsanız veya teknik arıza çıkıyorsa,
lütfen, altay@vecdialtay.net mail adresine
mail gönderiniz...
altay@vecdialtay.net
BU SİTE, BASIN MESLEK İLKELERİNE, ÇOCUK, KADIN, İNSAN VE
HAYVAN HAKLARINA UYMAYI TAAHHÜT EDER...
BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARI KAYNAK GÖSTERMEK KOŞULUYLA
PAYLAŞABİLİR, ALINTI YAPABİLİR VE KULLANABİLİRSİNİZ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder