Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Temmuz 2013 Salı

Halk…


Günümüzden yaklaşık 24 yıl önce yapılan
Yerel seçimler incelendiğinde karşımıza;
Parti içi demokrasinin işletildiği parti olarak,
1986 yılında İzmir milletvekili seçilen Erdal İnönü’nün
Genel Başkan olduğu SHP çıkar.
Türkiye’nin hemen hemen tüm illerinde olduğu gibi,
İzmir’de de ön seçim yapan tek parti SHP’dir 1989 yılında…
Yani ön seçim, parti içi önemli bir demokratik yarıştır.
Parti üyesi herkes, belediye başkanlığına aday olabilir.
Adaylar ortaya çıkar, propaganda çalışmalarını yapar,
Daha sonra sandıklar kurulur ve sandıktan çıkan kişi,
Partinin belediye başkan adayı olarak ilan edilir.
Artık bu aşamadan sonra partinin her üyesi,
Aday için çalışmalarını sürdürür, onun yanında yer alır,
Partisinin ve adayın politikalarını halka tek tek anlatır…
Her ne kadar kaybedenler üzüntülü olsa da…
Günümüze dönersek,
Mevcut partilerin hepsi ön seçim ve
En önemlisi, İzmir’de siyaset yapma biçimini,
Kültürünü, seviyesini değiştirmeye yönelik 
Çaba içinde değil hala.
Herkes, genel başkanın iki dudağının arasından çıkacak ismi bekliyor.
Ağzınızla değil kuş, sinek bile tutsanız önemli değil.
Yani partilerde lider sultasına devam…
İzmir… Batıya açılan çağdaş kent.
Demokrasi ve hoşgörünün beşiği…
Ama, ne yazık ki yerel seçimlere az bir zaman kala,
Hiçbir partinin, üyeye dayalı ön seçim yapma niyetinde olmadığı görülüyor.
Daha şimdiden, her partide kafa kol,
Eş dost, ahbap ilişkileri ve karşılıklı çamur atmalar başladı.
Bu ülkede; ne anayasamızda ve
Ne de seçim yasasında, bir aday adayının dahi seçilme hakkına yönelik, ne yazık ki hiçbir yasal düzenlemenin hala olmamasına rağmen, partilerin tüzüğünde göstermelik var olduğunu bildiğimiz ön seçim mekanizması, her parti tarafından demokrasinin beşiği  olarak lanse edilen İzmir’de, mutlaka ve mutlaka 2014 yerel seçimlerinde işletilmelidir.
Her ne kadar iktidar partisi, bir çok ilde ilk kez gerçekleştirdiği halde, bunu gelenekselmiş, adetmiş, eskiden beri yapılıyormuş gibi, teamül adıyla kamuoyuna yutturmaya ve uygulamayı parti içi demokrasi gibi göstermeye çalışsa da, halkın ve de en önemlisi, iktidar partisi üyelerinin bile bu uygulamayı inandırıcı bulmadığına eminim.
Partiden çok yoğun istifalar da, zaten bunun kanıtı değil mi?
Partilerin liderleri, milletvekilleri, il başkanları ve en sade üyeleri tarafından da tamamen unutulmuş görünen ön seçim mekanizmasını, bu seçimde bakalım hangi parti işletecek?
Ortaya çıkan aday adaylarının en doğal hakkı olan seçilme hakkı koşullarını bakalım hangi parti oluşturacak?
Ve bakalım hangi parti, olmayan parti içi demokrasiye bir adım atmış olacak ve  yıllardır yapılmayan ön seçimi anımsayacak?
Kısacası diyoruz ki, beni, sizi, hepimizi yönetecek, kente hizmet edecek kişiler, atama ile değil, üyeye dayalı ön seçimle belirlenmelidir.
O nedenle önseçim yapmak, demokrasiyi dillerine dolayan, dillerinden düşürmeyen tüm siyasi partilerin, olmazsa olmazı olmalıdır.
İzmir’e de yakışan budur…
Unutulmamalıdır ki,
Halkın egemenliği, demokrasinin de tam karşılığıdır.
Halk yoksa,
Demokrasi de yoktur…
Halk yoksa,
Partiler de, iktidar da yoktur…

  
altay@vecdialtay.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder