Balyoz’un ezemediği yürekler...
28 KASIM 2013 tarihinde
yayınladığımız, “Hırsızların esas çalmak istediği vatan ve
cumhuriyet” ile,
30 Ocak 2014 tarihinde
yayınladığımız “Sorunun temeli”
Başlıklı yazılarımızda, Balyoz Davası tutuklularından Kurmay Albay Utku Arslan’ın
mektuplarını ve eşi Işılay hanımla gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi yayınlamıştık.
13 Mart 2014
tarihinde yayınladığımız, “Geleceğimizi
çaldılar” başlıklı yazıda,
Yine Balyoz Davası tutuklularından Amiral Turgay Erdağ’dan ve eşi Müge hanımın anlattıklarından bahsetmiş ve
son olarak da, 15 Mart 2014
tarihinde yayınladığımız “Oğul mektubu
görülmüştür”
Başlıklı yazıda da, İstanbul
Askeri Casusluk Davası'ndan tutuklu Deniz
Pilot Yüzbaşı Özcan Özdemir’in
oğlu Barbaros Tuğberk Erdemir’in mektubuna
yer vermiştik.
Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, Sarıkız gibi adlandırılan ve toplumda, vicdanlarda hiç birinin karşılığı olmayan davalar
sonucu tutuklanan ve cezaları onanan komutanların geride
kalan ve her biri yürek burkan
hayatları, vicdanları zorlamaya devam ediyor…
İnanın, bu davalarla ilgili yazılar yazdıkça, yenileri peş peşe geliyor ve ben de hepsine yer vermeye çalışıyorum…
Her biri ayrı hikaye…
Her biri ayrı acı, hüzün…
Ama gerçek ve en önemli
olanı, hepsi de dimdik ayakta…
Onların dediği gibi,
“Mesele esir düşmekte değil,
Teslim olmamakta bütün mesele…”
![]() |
Deniz Kurmay Albay Mehmet Cenk Dalkanat,
Dönemin Deniz Kuvvetleri KomutanıOra. Metin Ataç ile birlikte |
16 yıla
hükümlü Mustafa Kemal’in askeri Deniz Kurmay Albay Mehmet Cenk Dalkanat da…
Dalkanat,
Gölcük’te 3. Muhrip Filotilası Komodoruyken tutuklanır ve ardından
da mahkum olur.
Babası Yılmaz Dalkanat da Deniz Kuvvetleri’ne ve bu vatana yıllarca hizmet etmiş biri.
Kadrosuzluk nedeniyle 1994 yılında Deniz Kurmay Albay olarak emekliye sevk edilen Yılmaz Dalkanat, yaşananlar karşısında şaşkın, üzüntülü ama, adaletin er geç gerekleşeceğine inanıyor, güveniyor.
Kadrosuzluk nedeniyle 1994 yılında Deniz Kurmay Albay olarak emekliye sevk edilen Yılmaz Dalkanat, yaşananlar karşısında şaşkın, üzüntülü ama, adaletin er geç gerekleşeceğine inanıyor, güveniyor.
Mehmet Cenk Dalkılıç, 3. Balyoz İddianamesi sonrası tutuklanmış..
Yaklaşık 18 aydır Hasdal’da ve ailesi ile sürekli görüşüyor.
Yaklaşık 18 aydır Hasdal’da ve ailesi ile sürekli görüşüyor.
Ama onun her ziyaret gününde öyle bir ziyaretçisi var ki, onu her gördüğünde yüreği bir başka atıyor…
Dört duvar arasında üşüyen yüreği ısınıyor birden…
Biliyor ki, o bu ülkenin geleceğinin güvencesi, umudu…
Mehmet Cenk ona, Atatol Behramoğlu’nun dediği gibi;
“Bütün insanları
dostun bil, kardeşin bil kızım
Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil
Zulmün önünde dimdik tut onurunu
Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil
Zulmün önünde dimdik tut onurunu
Sevginin önünde eğil
kızım…” demiş midir bilmiyorum ama,
O sevgiyi içinde
yaşıyor, yaşatıyor…
Kendisine, babasına,
ailesine yaşatılan zulmün önünde dimdik duruyor…
İşte o, Mehmet Cenk’in ilkokul 3. sınıfa giden dokuz
yaşındaki kızı Zeynep…
Yaşıtları parklarda
oynarken, o Hasdal’ın yolunu tutuyor
babasını hep ve her zaman görmek için... Aynı, diğer Balyoz Davası hükümlülerin çocukları gibi.
Zeynep, içinde
yaşadığı fırtınaları, üzüntüleri bel ki söyleyemiyor, anlatamıyor ama, yazıyor.
İşte sizlerle, Zeynep’in babasına yazdığı, kendince kitaplaştırdığı ve Zeynep Yayınevi’nden
yayınlanan bir masalı ve de kitapta yer
alan resimleri aynen paylaşıyorum.
Bakalım, yüreğiniz dayanacak
mı?
Bakalım, gözyaşlarınızı tutabilecek misiniz?
Bakalım, gözyaşlarınızı tutabilecek misiniz?
Bakalım, "Ben bu davaların savcısıyım" diyenler, bu çocukların geleceklerini çalanlar, gününü ve geleceklerini karartanlar, onları bu
noktalara getirenler biraz olsun utanacaklar mı?
Ve bakalım, Zeynep’in periden “son isteği” gerçekleşecek mi?
Ve bakalım, Zeynep’in periden “son isteği” gerçekleşecek mi?
Büyüyüp küçülen kız...
Zeynep DALKANAT
Deniz Kurmay Albay
Mehmet Cenk Dalkanat'ın kızı
Bir varmış bir yokmuş.
Bir kız çocuğu varmış adı Zeynep imiş. Zeynep’in babası
yanında değilmiş.
Zeynep babası yanında olmadığı için çok üzülüyormuş.
O akşam, yine, babasını düşününce çok üzülmüş.
Aniden yanına minik bir peri gelmiş.
- Merhaba, demiş.
Zeynep çok şaşırmış adını sormuş, Tinki imiş.
Peri demiş ki:
- Seninle bir anlaşma yapmaya, geldim.
Zeynep:
- Ne, demiş.
Peri:
- Babanla ilgili.
Zeynep:
- Peki, demiş.
Peri:
- Anneni burada bırakıp babana gideceksin, demiş.
Zeynep hemen:
- Evet, demiş.
Daha sonra, babası
uyanmış ve Zeynep’i görünce çok şaşırmış. Zeynep’in küçük halini
görüyormuş.
- Zeynep, diye bağırmış. Zeynep büyümüş ve “merhaba baba”,
demiş.
Sıkı… sıkı… sarılmışlar.
Babası,” nasıl yaptın bunu” demiş. Zeynep de demiş ki, “uzun
hikaye…”
Babası ile beraber kahvaltı yapmışlar. Daha sonra, Siyah
İnci( Ceza evinde yaşayan siyah renkli ufak bir kedi, her dişinde Zeynep onu
seviyor, yiyecek veriyor…) gelmiş. Zeynep’i görmüş, beraber oynamışlar,
birbirlerini kovalamışlar…
Daha sonra, cezaevinde yaşayan köpeklere bakmaya gitmişler.
Bir bakmış, anne köpeğin yanında yeni doğmuş yavrular…
- YAVRU KÖPEK!!!!diye haykırmış.
Çok şirinlerdi. Onları sevmiş. Köpek yavrularını severken; aniden bir askerin geldiğini gören Zeynep, hemen küçülmüş ve babasının cebine girmiş. Asker gittikten sonra, babasının cebinden dışarı çıkmış, etrafı kontrol etmiş ve sonra büyümüş ve öylece günü babasıyla beraber geçirmişler…
Zeynep:
- Senden son dileğim; annem ve babam aynı yerde olsun.
Peri:
- Eğer ben senin bu dileğini yaparsam, o zaman, ama, bir
daha senin başka dileğin gerçek olmayacak, demiş.
Zeynep hemen kabul etmiş.
Sonra hep mutlu ve mesut yaşamışlar…
SON SÖZ:
Sevgili arkadaşım Zeynep.
Sen yazmaya devam et. Sana 35LİK her zaman açıktır.
Sana söz veriyorum. Yazıp gönderdiğin her mektubu, her masalı burada yayınlayacağım.
Ve bir şeyi de hiç unutma:
Sen, Mustafa Kemal’in askeri olan bir babanın kızısın ve bu ülkenin geleceğinin güvencesisin. Dedenle, babanla, annenle, ailenle her zaman onur duy ve yaşa…
Zulmün önünde başını, dimdik tutmaya devam et…
Sana söz veriyorum. Yazıp gönderdiğin her mektubu, her masalı burada yayınlayacağım.
Ve bir şeyi de hiç unutma:
Sen, Mustafa Kemal’in askeri olan bir babanın kızısın ve bu ülkenin geleceğinin güvencesisin. Dedenle, babanla, annenle, ailenle her zaman onur duy ve yaşa…
Zulmün önünde başını, dimdik tutmaya devam et…
Sana ve senin gibi babalarını görmeye giden, hüzünü, acıyı koskoca yüreğinde yaşayan tüm
arkadaşlarına, Nazım Hikmet’in şiiri ile sesleniyorum:
“Çocuklar inanın, inanın
çocuklar
Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli
günler göreceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar, ışıklı
maviliklere süreceğiz...”
İnan Zeynep inan...
İnan Zeynep inan...
Hem de hep beraber göreceğiz güneşli, aydınlık günleri, yarınları...
NOT :
Bugün (20 Mart 2014 Perşembe), İzmir Buca Şirinyer Askeri Ceza ve Tutukevi'nde yatan, Mustafa Kemal'in tutuklu dört askeri ile görüşeceğim.
Görüşmeyle ilgili notlarımı da, onların anlattıklarını önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım...

* 35'LİĞİ takip eden, başta Türkiye olmak üzere; Afganistan, Amerika, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arnavutluk, Azerbaycan, Arjantin, Belçika, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Brezilya, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Ekvador, Endonezya, Fas, Fransa, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Haiti, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsviçre, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Katar, Kazakistan, Kenya, Kosta Rika, Kuveyt, Makedonya, Malta, Malezya, Mısır, Libya, Litvanya, Lübnan, Nijerya, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Panama, Portekiz, Polonya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Singapur, Suudi Arabistan, Tayvan, Tayland, Ukrayna, Venezuela, Vietnam ve Yunanistan'da yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz…
Not : Bu veriler, Blogspot'un kontrol panelinden aktarılmıştır...
NOT :
Bugün (20 Mart 2014 Perşembe), İzmir Buca Şirinyer Askeri Ceza ve Tutukevi'nde yatan, Mustafa Kemal'in tutuklu dört askeri ile görüşeceğim.
Görüşmeyle ilgili notlarımı da, onların anlattıklarını önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım...

* 35'LİĞİ takip eden, başta Türkiye olmak üzere; Afganistan, Amerika, Almanya, Avusturya, Avustralya, Arnavutluk, Azerbaycan, Arjantin, Belçika, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Brezilya, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Ekvador, Endonezya, Fas, Fransa, Finlandiya, Güney Afrika, Güney Kore, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Haiti, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsviçre, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Katar, Kazakistan, Kenya, Kosta Rika, Kuveyt, Makedonya, Malta, Malezya, Mısır, Libya, Litvanya, Lübnan, Nijerya, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Panama, Portekiz, Polonya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Singapur, Suudi Arabistan, Tayvan, Tayland, Ukrayna, Venezuela, Vietnam ve Yunanistan'da yaşayan ve de yazılarıyla katkı koyan, önerilerini paylaşan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz…
Not : Bu veriler, Blogspot'un kontrol panelinden aktarılmıştır...
Yorum, istek ve önerilerinizi yazabilir,
paylaşabilirsiniz...
Eğer yorumunuzu yazdığınız halde
gönderemiyorsanız veya teknik arıza çıkıyorsa,
lütfen, altay@vecdialtay.net mail adresine
mail gönderiniz...
altay@vecdialtay.net
BU SİTE, BASIN ETİK YASASINA, ÇOCUK, KADIN, İNSAN VE
HAYVAN HAKLARINA UYMAYI TAAHHÜT EDER...
BU SİTEDE YAYINLANAN YAZILARI KAYNAK GÖSTERMEK KOŞULUYLA
PAYLAŞABİLİR, ALINTI YAPABİLİR VE KULLANABİLİRSİNİZ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder